Eğitimde, insan gücü planlaması çok önemli.
Eğen bunu yapmazsanız, bugün olduğu gibi tüm öğrencileri, üniversite önüne yığıp umut tacirliği yaparsanız ki, bu da bizi, ülkemizin kaynaklarını hovardaca harcamanın ötesine geçiremez…
Eğitimini yarım bırakanlar mutsuz da, diplomalı olanlar mutlu mu?
Evet demek çok zor!
Üniversite başvuruları başladı ama eskisi gibi bir talep yok. Başvuru sayısı belki çok olacaktır ama YÖK, kontenjanları ne kadar azaltırsa azaltsın, kesinlikle dolmayacaktır.
Dün bir öğrenci attığı mesajda şu sorusuna cevap arıyordu:
Annemin istediği gibi üniversiteye mi gitmeliyim yoksa bir an önce hayata atılıp kendime bir yol mu çizmeliyim?
Bu konuda bizim de fikrimizi soruyor ama cevabı zor bir soru ve pek çok soruyu da beraberinde getirir.
Twitter ve instagramda yayınladığımda çok farklı yorumlar geldi.
Boşuna okumasın o da bizim gibi işsizler kervanına katılacak diyen de çoktu, işsiz de kalsa entelektüel birikim için okuması şart diyen de vardı!
Peki size göre ya da bana ne yapmalı?
Yol haritası, kişiden kişiye değişir.
Bu biraz da beklentilerle alakalı!
Birisi için doğru olan, bir başkası için hayal kırıklığı yaratabilir!
Ama en vahim olanı, gençlerimizin, eğitime olan güvenlerinin sarsılmış olması!
Çocuklarımızı eğitimden soğutmaya ve eğitim aşklarını köreltmeye hiç kimsenin hakkı olmamalı!