adscode
adscode

Bilim İnsanı Olmak O Kadar Kolay mı?

Rektör, Doçent, Profesör ünvanlı akademisyen sayımız hızla artıyor. Her akademisyen bir bilim insanı mı? Evet demek mümkün değil. Peki bilim insanı kime denir? Bu konuda çok farklı görüşler var ki çık işin içinden çıkabilirsen...

aguclu@milliyet.com.tr




En iyi bilim insanı, en popüler olan mı, 

Televizyona en çok çıkan mi,

en çok yayın üreten mi, 

en çok hasta bakan mı,

en çok para kazanan mı, 

en çok öğrenci yetiştiren mi, 

Nobel ödülü alan mı 

yoksa hepsini birden yerine getiren mi?..

 

Biz akademik yükseltmelerde özellikle yayına ve atıf sayısına bakıyoruz. Yabancı dil, araştırma, patent, üretim neredeyse hiç önemli değil.

 

Yabancı dil bilmeyen çok profesörümüz var. Yine aynı şekilde bilim adına tek bir bilimsel araştırması olmayan Hocamız da bir hayli fazla.

 

Yıllardır gecesini gündüzünü bilime adayanlarla, onları aynı kefeye koymak, aynı titri vermek ne kadar doğru?..

 

 

Yayın sayılar ve bu çalışmaların başka kişilerce dikkate alınması elbette çok önemli. Ancak atıf ya da yayınlanan makale sayısı tek başına bir şey ifade etmez. Bilime, ülkeye, topluma yararı resmî ona bakmak gerekir…

 

Kısacası, çok makale yazmak veya çok atıf almak veya her ikisi birden kaliteli bir bilim insanı olmanın tek ölçütü değildir. 

 

Atıf sayısı ve bugünkü akademik yükseltme kriterlerinin, ne ülkemize ne de kişiye çok fazla bir yararı olmadığı kesin! Ama onlar olmadan da bilimde bilgi birikimi oluşmuyor, doğrular yanlışlar denetlenemiyor ve herhangi bir yol alınamıyor!

 

Sistem kesinlikle değişmeli, yapılan bilimsel çalışmalar, sadece akademik ünvan almak için değil, bilime ve o çalışmalara kaynak ayıranlara da katkı sağlamalı.

Fransa örneğinde olduğu gibi üretilen bilimin ülkeye hatta bölgeye yararı artık sorgulanmalıdır!..

 

Bölgesel kalkınmaya odaklı uzman lokomotif üniversiteler ilan ettik.

Merak ediyorum, hangisi, bulunduğu bölgeye bugüne kadar ne kazandırdı?

Var da haberimiz yoksa aydınlanmak ve herkesle paylaşmak isteriz.

Bugünlerde moralimizi yükseltecek böylesi müjdelere o kadar çok ihtiyacımız var ki, ilaç gibi gelecektir...

 

 

Bizdeki akademik makaleler, genelde, dünyanın seçkin bilim dergilerinde yayınlansın diye yerel sorunlardan çok teorik ve evrensel konulara yönelik oluyor. 

 

Bilim, evrenseldir ve tuğlaların üst üste konulması ile elde edilir. İnovasyon da budur! Bu yüzden, o buldu, bu geliştirdi parayı o kazandı demek ne kadar doğru?

 

Maçlarda da, en çok ter dökenler değil, minik bir dokunuşla gol atanlar kahraman olur. Bu her alanda öyle değil mi?

 

Şu anki sistem yerine daha esnek ve daha denetlenebilir, daha üretken bir akademik değerlendirme sisteminin gelmesi gerekir.

Neden mi?

Çünkü, yayınlanan makalelerden pek çoğunun ülkemize zerre kadar katkısı yok! Bunun ötesine geçmenin zamanı geldi de geçiyor…

 

Bilim toplumu olmadan geleceğe damga vurmamız mümkün değil!

 

Bu konuda dünyaya bakmak yekler de artar.

Dünyanın en güçlü ve refah düzeyi en yüksek ülkeleri aynı zamanda bilimde de en güçlü olanlar...


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
Zaman yönetimi!
Köy Enstitüleri???
Yarına hazır mıyız?