Neredeyse tüm sınavlarda lime lime döküldük, sevinen az, üzülen, kahrolan, hayata küsen çoktu ama ona rağmen düştüğümüz çukurdan çıkıp yeniden yola koyulduk.
Peki ama niye?
Daha iyi bir gelecek için ise sınavlarla bunu sağladığımız söylenemez. En azından yüzde 80 için!..
Maddi ve manevi her türlü fedakarlığa katlanmalarına rağmen, geldikleri son nokta tam bir hayal kırıklığı.
İlk on bindeki öğrenciler bile istedikleri okula giremiyor, istediği mesleği seçemiyor, istediği işe giremiyor.
Garip olan ise tüm bu olup bitenlerin hiç sorgulanmaması!..
Türkiye ortalamaları, tahminlerin çok ötesinde, yerlerde sürünüyor.!
YÖK ve ÖSYM’nin umrunda değil peki ama MEB bu işe ne diyor?
Çıt yok!..
İşte size cevabı verilemeyen sorulardan biri daha:
Sınav odaklı eğitimin kazananı var mı, varsa kim?
Gençler mi, aileler mi, eğitim ve bilim mi, ülkemiz mi yoksa?..
2020/21 öğretim yılı sınav sezonunda yaşananları çok iyi analiz edip, gerekli önlemleri almadan 2021/22 sınav sezonunda hiç bir yaşanmamış gibi yola devam etmek gençlerimize karşı yapılacak en büyük haksızlık olur.
Öğrenciler gibi aileleri de perisan ama buna rağmen pes eden yok. Başvuruların giderek artması bu yüzden. Ancak artık çok seçiciler! Kontenjanların dolmamasının nedeni de bu.
Ortaokuldan liseye, liseden üniversiteye yönlendirme ve sınavlar, keşke çok daha geniş bir yelpazede alınsa ve kazanan herkes olsa!..
