Sizleri bilmem ama bizim zamanımızda ilkokul, ortaokul ve lise bitirme sınavları vardı. İyi olmayan mezun olamaz, olan da dershaneye gitmeden her türlü okulu kazanırdı. Şimdi yine en azından akademik eğitime devam edecekler için bitirme sınavı istenemez mi? Nedeni çok
açık!..
Üniversite giriş sınavlarında 180 soruda, liselere girişte de 90 soruda tek neti olmayan ortaokul ve lise mezunları var.
MEB ve ÖSYM sıfır çekenleri açıklamıyor ama on binlerce olduğundan kimsenin şüphesi yok.
Dahası Türkçe ve Matematik’te yarım neti olanlar, girdikleri bölüme yönelik testlerden sıfır
çekseler de, kontenjanlar dolmadığı için üniversiteye girebiliyorlar.
En vahimi ise sıfır çeken ya da 100 üzerinde 5, 10, 15, 20, 30, 40 alan öğrenciler ilkokuldan, ortaokuldan, liseden nasıl mezun oldukları!..
Eğitimde kaliteyi yükseltmek için başarı çıtasını yükseltmek gerekir.
Daha düne kadar sınıfta kalma yoktu, 7, 8 zayıfı olan sınıf geçebiliyordu. Bundan sonrası ise meçhul…
Ortokul öğretmenleri ilkokullardan, lise öğrencileri ortaokullardan, üniversiteler de liseden
gelenlerden zerre kadar memnun değil. Tıpkı işverenlerin üniversite mezunlarından memnun
olmadığı gibi!
Sadece okullaşma oranlarını artırmaya odaklanıp kaliteye göz ardı ettik. Bol bol da diploma
dağıttık ama sistem tıkandı ve ne alınan eğitim ne de diplomalar artık bir işe yaramıyor!
İyte bu yüzden başarısı kanıtlanmış fabrika ayarlarına yeniden dönmemiz gerekiyor!
Böylesi bir sistem?
. Dershaneye bağımlılığı azaltır,
. Kaliteyi artırır,
. Üniversite önündeki yığılmayı önler,
. Umut tacirliğini asgariye indirir,
. Erken yönlendirme ile boşa zaman kaybı önlenir,
. Okumaya niyeti olanlar ile olmayanlar ayrışın,
. Okulların önemi artar,
, Akademik açıdan kendini kanıtlamış öğrenciler üst öğretim kurumuna yönlendirilir…
Görünen o ki günümüzün Milli Eğitim Bakanları, YÖK ve ÖSYM başkanları önceki uygulamalara yeterince vakıf değiller. Kendilerine bir kez daha hatırlatmakta yarar var.
Eskiden fen liselerine sadece ortaokuldaki Türkçe, Matematik ve Fen Bilgisi dersleri 5 üzerinden 4 olan öğrenciler başvurabiliyordu Gitmek isteyenler ona göre çalışır ortalamayı yükseltir, tutturamayanlar da hiç kimseye “ben niye fen lisesine gidemiyorum” diye sızlanmazdı. Yine benzer barajlar getirilebilir, getirilmeli de!..
Üniversiteye girişlerdeki iki basamaklı sınavlardan ilki temel yeterliliğe yönelik bir eleme sınavıydı. Bir anlamda lise bitirme yeterliliğine bakılıyordu.
Baraj uzun süre 180 puandı, sonra 160’a indi, son birkaç yıldır da adeta sıfırlandı.
Türkçe ve Matematik testlerinden birinde 0.5 neti olan yani yarım neti olan üniversiteye girme yeterliliğine sahip olarak kabul edildi!
En kabul edilemez olanı ise eğitim düzeyi aşağı çekildikçe “kalite artıyor” söylemlerinin daha yüksek sesle telaffuz ediliyor olması!..
İşte gelinen son noktanın özeti:
İktidar bu onuda tıkandı, muhalefetten gidişata can suyu olacak bir proje gelmiyor, üniversitelerimiz umursamaz, YÖK, ÖSYM ve MEB duyarsız, veliler ezberin dışına çıkmıyor,
öğrenci ve öğretmenlerimiz ise yorgun. Mutlu olan sadece sınav sektörü!..