Sınav esnasında, kopya çekebilirler diye, adaylar tuvalete gönderilmiyor.
Ve bu da pek çoğunun konsantrasyonunu bozmakla kalmıyor, morallerini de dibe vurduruyor.
Niye mi?
Cevabı işte bu mesajda:
"Abbas bey, bu ülkenin çocukları, sınavda tuvaletim gelirse diye altina bez bağliyor. 18 yaşına gelmiş bir gençten söz ediyoruz!.."
Şaka değil, gerçek.
Kimi su içmiyor, susuzluktan kıvranıyor, kimi de tuvalete gitmeyeyim diye kahvaltı yapmıyor.
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi önlem olsun diye altına bez bağlayan da var!
Böylesi bir tavır, geleceğin, doktorlarını, mühendislerini, öğretmenlerini, yargıçlarını, aşağılamak değil de, ne?
Neymiş kopya çekilirmiş, üç beş öğrenci kopya çekebilir diye, milyonlarcasını cezalandırmak niye?Kaldı ki, kopya çeken, soruları çalan, bu işi zaten yapıyor. Hem de kurum içinden hem de günlerce öncesinden.
Savcılıkların, bu konuda açtıkları dava dosyalarına bakmak, yeter de artar.
Saçında toka, kulağında küpe, kolunda saat var diye ya da birkaç dakika geç geldiği için sınava alınmayan çok öğrenci oldu!
Peki ya soruları çalan, çaldıran ve pazarlayanlara ne oldu?..
Her öğrenciyi, potansiyel suçlu olarak görüp katı kurallar getirmek, eğitim sisteminin en önemli zaaflarından birisi.
Onlar bizim geleceğimiz ve onlara güvenmek zorundayız.
Hata yapan en sert şekilde cezalandırılsın ama tümünü birden cezalandırmak yanlışların en büyüğüdür.
Tuvalet ihtiyacı, en doğal insan hakkıdır. Sınav adı altında, çocuklarımızın bu hakkını kısıtlamak yanlıştır hem de çok yanlıştır!
Tuvalete giden öğrenci, en az 8, 10 dakika kaybeder ki, bundan daha ağır bir ceza olamaz! Onun üzerine bir de bez bağlatırsanız, bu artık insanlık suçu kapsamına girer!
Gençlerin kaderini ve kişiliğini böylesine derinden etkileyen kurumlar da, artık hesap vermelidir!
Yaptıkları hataların karşılığı da, öğrencilere verdikleri ceza oranında olmalı ki, yaptıkları yanlışları, anlayabilsinler!..