MEB, YÖK ve ÖSYM, her ne kadar aksini iddia etse de, hormonlu notlar nedeniyle, liselere ve üniversiteye girişte sancılı bir süreç yaşanıyor. Sınavda kazanan, masada kaybediyor. Notu kıt okulların öğrencileri ve eski mezunlar mağdur oluyor!
Ölçme Değerlendirme açısından hiçbir objektif yönü bulunmayan şişirilmiş notlar, adil bir yarışın önündeki en büyük engellerden birisi!
Bunu MEB de biliyor, YÖK ve ÖSYM de.
Çözümü zor ama imkansız değil.
Bu konuda da basit bir simülasyon çalışması, yaşanan tüm çarpıklıkları çok net ortaya koyabilir.
Yapılması gereken tek şey okul mezuniyet ortalaması ile sınav puanlarını karşılaştırıp aradaki korelasyona bakmak.
Ortaokul ya liseden 95, 100 ortalama ile mezun olan adaylar, sınavlarda nal topluyorsa, o okul
mercek altına alınmalıdır.
Bu o kadar zor mu?
Hiç sanmıyoruz.
MEB, önceki yıllarda, bu yönde bir çalışma yaptı ama nedense hiç açıklamadı!..
Karnelere baktığınızda takdir, teşekkür almayan yok gibi!
Sınıfta kalmak ise çoktan tarihe karıştı!
Devlet, özel ayrımı yapmadan okullara baktığınızda tablo aynı:
Kimileri bol keseden not dağıtırken kimileri de dirhemle not veriyor!
Peki böylesi bir ortamda notların, standardize edilmeden lise ve ve üniversiteye girişte dikkate alınması ne kadar adil?..
OÖBP neden çok önemli?
İşte size çarpıcı bir örnek:
“20 bin olan sıralamam oöbp yüzünden 42 bine geriledi. Ah lise hocalarım ah...”
Kabahat az ya da hakkıyla not veren Hocalarda mı, bol keseden not dağıtanlarda mı ya da her türlü istismara açık sistemde mi?..
Şişirilmiş ya da kıt notlar, adayları bir anda on binlerce hatta yüzbinlerce geriye attığı gibi öne de çıkarabiliyor.
Bu yüzden 100 puanla mezuniyet garantisi veren kolejler var!
Dahası ilimizden, ilçemizden daha çok öğrenci sınav kazansın diye üç maymunu oynayan yöneticiler söz konusu!
Bilindiği gibi ortaokul mezunlarının en fazla yüzde 20’si sınavla öğrenci alan okullara girebiliyor.
Kalanı, diploma notuna göre liselere girme şansı yakalayacak ve pek çoğunun notu, bu öğretim yılı sonunda da 5 üzerinden 5 olacak!
Bu durumu, süper liselere girişte de yaşamıştık! Büyük hayallerle başlayan o proje, sırf bu yüzden çökmüştü!..
Bu konudaki çok önemli ayrıntılardan birisi de şu:
Üniversiteye giren adayların neredeyse üçte ikisi, eski mezun yani kıt kanaat not alanlar. Bol keseden not alanlarla aralarında derin uçurumlar söz konusu!..
MEB, YÖK ve ÖSYM, umarız, yine son dakikada konuyu gündemine alıp, “Bu yıl için takvim
müsait değil, gelecek yıl bakarız” açıklaması yapmaz ve şimdiden bu konulara da kafa yorar!...
Öğrenci ve veliler keşke biraz da bu konulara kafa yorsalar...
