Delta varyantı konusunda ciddi anlamda bir tedirginlik söz konusu.
Milliyet’in İPSOS’a yaptırdığı araştırmada bu çok net görülüyor.
Ankete katılan her 10 kişiden 8’i Delta varyantını biliyor ve çoğunluğu Delta varyantının salgına olumsuz etki edeceğine inanıyor.
Peki böylesi bir durumda, her türlü senaryo üzerine çalışmalar yapıldı mı?
Örneğin salgında yeni bir dalga söz konusu olduğunda okullar pandemi koşullarına göre açılabilecek şekilde dizayn edildi mi?
Sınıf mevcutları seyrekleştirildi mi, koridorlar tek yönlü oldu mu, hijyen koşulları oluşturuldu mu, tuvalet ve lavabo sayıları artırıldı mı?..
Temennimiz odur ki, vaka sayıları hızla azalır, aşılamada hedeflenen rakamlara ulaşılır ve en önemlisi de bu beladan bir an önce tümüyle kurtuluruz. Olası bir durum söz konusu olduğunda da son iki yıllık deneyimler çerçevesinde her türlü önlemi alırız…
Pandemiyle mücadelede, dünya geneline baktığımızda, performansımız hiç fena sayılmaz.
Eğitim konusunda da ciddi gayretlerimiz vardı ama bu daha iyisini başaramayacağımız anlamına gelmemeli. Bu kez, hem çok daha deneyimli hem de çok daha avantajlıyız çünkü yerli aşılar da vurulma noktasına gelmek üzere…
Bir uzmanımız, “İçinde bulunduğumuz yüzyıl, pandemi yüzyılı olacak, onunla yaşamaya alışmalıyız” demişti.
O zaman, sağlıklı yaşamanın gereği ne ise onu yerine getirip, pandemiyle yaşama alışmalıyız.
Tıpkı depremle yaşamaya alışmamız gerektiği gibi!..
Okullara açıldığında, öğrencilere her şeyden önce bu mücadele anlatılmalı ve yapmaları gerekenler adeta kafalarına kazınmalıdır!
Hiçbir şey olmamış ya da olmayacakmış gibi yola devam etmek hataların en büyüğü olur!..
