Devamsızlık ve başarısızlık, eğitim sistemini yiyip bitiren en önemli virüslerden birisi. Doğru tedavi yöntemleri uygulanmadığında, eğitim sisteminin çökmesine neden olur ki, biz de hızla bu noktaya gidiyoruz!..
Bu konuda neler yapılmalı sorusuna cevap aramadan önce, isterseniz, gelin önce şu habere bir göz atalım:
Öğrenci Okuldan Kaçıyor!
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) sınıf tekrarının ana unsurlarından olan öğrenci devamsızlıklarının düşürülmesi için 5 yıldır hedeflerini tutturamadı. Sınıfta kalma durumunda olan devamsız öğrenci oranı imam hatip liselerinde yüzde 36’ya, meslek liselerinde ise yüzde 44’e yükseldi.
Sınıf tekrarı, mevzuatta 2012’de zorlaştırılmasına karşın, oran 2019’da 9. sınıf öğrencilerinde yüzde 12’ye ulaştı. Örgün öğretimde 20 gün ve üzerinde devamsız öğrenci oranı ise yüzde 34 olarak belirlendi. MEB, 5 yıllık stratejik planında “Öğrencilerin ortaöğretime katılımlarının artırılması, devamsızlık ve sınıf tekrarlarının azaltılmasına yönelik çalışmalar” kapsamında 29.6 milyar lira bütçe ayırdı.
MEB’in verilerine göre, ilkokuldaki 5 milyon 267 bin öğrencinin yüzde 6.2’si, ortaokuldaki 5 milyon 527 bin öğrencinin de yüzde 13’ü 20 gün ve üzerinde devamsızlık yaptı.
LİSELİLER ‘DEVAMSIZ’
Örgün ortaöğretimdeki 4 milyon 259 bin 657 öğrenciden de yüzde 34.4’ünün 20 gün ve üzerinde “devamsız” olduğu tespit edildi. MEB’in devamsızlık oranı düşürme hedefini 2020 için yüzde 27 olarak belirlemesi de dikkat çekti. İmam hatip liselerinde MEB’in devamsızlık hedefi yüzde 31 iken, bakanlık raporlarına göre yıl sonu gerçekleşmesi yüzde 36 oldu. Yani imam hatiplerde örgün eğitim kapsamındaki 498 bin öğrenciden 179 bini devamsızlık sınırının üzerine çıktı.
Mesleki ve teknik ortaöğretimde MEB devamsızlığın yüzde 39’a düşmesini beklerken yıl sonu oranları ise devamsızlığın bu okullarda yüzde 44’e yükseldiğini gösterdi. Meslek liselerindeki 1 milyon 793 bin öğrenciden 789 bininin 20 günün üzerinde devamsızlık yaptığı tespit edildi.
NELER YAPILMALI?
Her şeyden önce, öğrenciler, doğru okullara yönlendirmeli ve okulu, onlara sevdirmeliyiz. Yoksa başka türlü devamsızlığın önüne geçilemez, başarı da yükseltilemez!..
Liselere giriş sistemi tam bir felaket, öğrenciler istedikleri okullardan çok istemedikleri okullara gitmeye zorlandı ve gelinen nokta ortada.
Meslek liseleri ve imam hatipler, öğrencilerden pek çoğunun, ilk tercihi değil son tercihiydi. Buna rağmen bu okullara gitmek zorunda kaldılar ve bu da onların tepkisine neden oldu. Başarı oranının düşüklüğü ve devamsızlığın olağan üstü boyutlara çıkmasının en önemli nedeni bu!
MEB, artık bu dayatmadan vazgeçmeli ve liselere girişte daha esnek bir model getirmelidir…
SINIFTA KALMA?
Sınıfta kalma yeniden getirilsin mi, getirilmesin mi?
Daha doğrusu herkesin rahatlıkla sınıf geçebildiği bugünkü sistemin yerine, akademik başarıyı esas alan daha tutarlı bir sistem getirilsin mi?
Bu konuda farklı görüşler var ama sınıf geçmek bu kadar kolay olmamalı diyenlerin sayısı her geçen gün artıyor.
Önce şuna bakmak gerekir:
MEB, sınıfta kalmayı neden bu kadar kolaylaştırmıştı?
O günden bugüne ne değişti de şimdi yeniden eski sisteme dönmek istiyor?
Bu konular öyle ayak üstü karar alınacak konular değil ama MEB bürokrasisi eğitimle ve çocuklarımızla oynamaya bayılıyor!
Pedagojik anlamda alınması gereken kararları ideolojik tavra göre alıyor, objektif ölçme değerlendirme kriterleri yerine de keyfe keder modeller getiriyor.
Yeni getirilecek sistemin ne olduğu henüz ortada yok. Bir an önce açıklanıp, tartışılmalı lk, bir süre sonra o da çöpe atılmasın!..
