4+4+4 konusunda görünen o ki MEB’in kafası hala çok karışık. O mu, bu mu, şu mu olsa diye her gün farklı bir fikir açıklıyor. Bu konunun uzmanı olması gereken de, karar verici olan da bizzat kendileri. Tüm veriler, tüm birikimler ve karar alma yetkisi onlarda!
Defalarca hatırlattık bir kez daha hatırlatmakta yarar görüyoruz:
Eğitim sadece bir bölümüyle değil anaokuldan doktoraya kadar çağın gidişatı ve öğrencilerin, velilerin, öğretmenlerin, işverenlerin, toplumun beklentileri doğrultusunda uzun uzadıya düşünülerek bir bütün olarak ele alınmalıdır.
Orasını burası değiştirerek yamalarla işin içinden çıkılamıyor, tam tersine daha da karmaşık hale geliyor.
İşte bu yüzden tüm paydaşların yani toplumun her kesiminden eğitim için kafa yoran isimlerin katılımıyla bir şüra düzenlenmeli ve eğitim çok yönlü ve bir bütün olarak yeniden ele alınmalıdır.
Bunu yaparken de sürelere takılmadan ihtiyaçlar, beklentiler ve bilimde, teknolojide gelinen son gelişmeler doğrultusunda karar verilmelidir.
Korona dönemi bakanları eğitimde hibrit döneme geçileceğini açıklamışlardı ne oldu? Bakana göre vizyon belirlenmemeli, uzun dönemli kalıcı kararlar alınmalı ve devlet politikası haline getirilmelidir.
Bu çerçevede ”eğitim” ve “öğretim” kavramları üzerinde daha fazla durulmalı sınırları nerede başlıyor nerede bitiyor, ne kadarı okulda kazanılıyor ne kadarı ailenin görevi konusu yeniden ele alınmalıdır.
Eğitimi adeta unuttuk sadece öğretim yapıyoruz ama onu da elimize yüzümüze bulaştırdık. LGS, YKS, KPSS ve benzeri sınav sonuçları bunu gösteriyor. Aksini düşünen MEB ve ÖSYM istatistiklerine göz atabilir…
4+4+4’ün sadece üçüncü 4’ü değiştirerek bugünkü sorunların hiç birisini ortadan kaldıramayız, sadece bir süreliğine öteleriz.
İstediğimiz bu mu yoksa köklü bir çözüm mü?
Her şeyden önce buna karar vermek gerekir…
