Umut tacirliğinden vazgeçmediğimiz sürece, eğitimde köklü reformlar gerçekleştirmemiz mümkün değil.
Örneğin kaplumbağa ile tavşanın yarıştığı lise ve üniversite giriş sınavları ne kadar adil?
Yine aynı şekilde doğan her çocuğu üniversite kapısına yığmak ne kadar doğru?
Sosyal bilimleri yok etme pahasına Matematik odaklı eğitimi tek doğru olarak kabul edip ona göre hareket etmenin dışında farklı seçenekler neden aranmıyor?..
Bu konuda konuşacak o kadar çok konu var ki, nereye el atsanız, her biri çok önemli. Bu yüzden aciliyet sırasına göre ele almak en doğru olanı.
Peki eğitimde en acil yapılması gerekenler neler?
İşte bir kaç satır başı:
. Bir an önce okul içi eğitime ağırlık verilmeli.
. Sınav ve diploma odaklı eğitim yerine yetkinlik kazandırıcı eğitim modelleri geliştirilmeli.
. İlgi ve yetenekler doğrultusunda erken yönlendirmeye geçilmeli. Örneğin ilkokul eskiden olduğu gibi 5 ya da 6 yıl olmalı, sonrasında mesleki eğitim ya da akademik eğitime yönlendirme yapılmalı ve bu oran yüzde 65/70 mesleki eğitim lehine olmalı.
. Dershaneler sınavlara öğrenci hazırlama yerine yetkinlik kazandırma misyonu yüklenmeli.
. Okul öncesi eğitim ve akademik ortaokullara geçişte hazırlık sınıfı kesinlikle zorunlu olmalı.
. Anadolu liseleri ve yabancı liselerin ortaokul bölümleri yeniden açılmalı ve bazı derslerin yabancı dille yapılmasına yeniden dönülmeli.
. Kırsal yaşamın ve çiftçiliğin yeniden canlanması için üretim odaklı tarım ve hayvancılık liseleri açılmalı…
Daha onlarca madde sıralanabilir ve sıralanmalı da.
Bir çok konuda denenmiş ve başarılı olmuş eski modellere yani fabrika ayarlarına dönmek bir zaaf değil kazanımdır...