YÖK başarılı öğrencilerin üniversitelerden 3 yılda mezun olabileceklerini açıkladı. Önemli olan süre değil aldığınız diplomanın işlevselliği. Her kapıyı açıyor mu? İşe girmenizde size avantaj sağlıyor, harcadığınız zamana, paraya, verdiğiniz mücadeleye değiyor mu? Olana itibar kazandırıyor mu?..
Dünden bugüne diploma sevdamız bitecek gibi değil, bir yandan “hiçbir işe yaramıyor” diye ağlıyoruz öte yandan da ”ama onsuz da olmuyor” diye kıvranıp duruyoruz.
Bu yüzden de anaokulundan üniversiteye tüm eğitim kurumlarımız adeta diploma üretim merkezi haline dönüştü.
Eğitim, puanlar, notlar ve sınavlar, takdir, teşekkür, onur belgesi gibi diplomayı da değersizleştirdik ama hala milyonlarca kişi diploma peşinde! Çünkü olduğunda bir işe yaramıyor olsa da olmadığında tüm kapılar yüzünüze kapanıyor…
Sizden öncekiler bu konuya yeterince kafa yormadılar ama ne olur siz ciddiye alın.
Amacınız herhangi bir diploma mı yoksa her kapıyı açacak olan altın bir bilezik yan geçerli bir meslek mi?..
Çocuklara bırakılacak en değerli miras, hiç tartışmasız iyi bir eğitimdir.
Eğitilmiş insan gücü de en büyük zenginliktir. Kalkınmanın lokomotifidir.
Ülkeleri zirveye taşıyan da o bilgi birikimi, kalifiye insan gücü ve onun yarattığı motivasyondur…
İşte bu noktada kalite, liyakat ve farkındalık olmazsa olmazımız hale geliyor.
Diploma çok önemli ama daha da önemli olan kazanımları yani kişiye kattıkları!
Örneğin bir kilogramlık bir ağırlık, bir saatlik bir zaman dilimi ve bir metrelik bir uzunluk ölçüsü, nasıl ki dünyanın her yerinde aynı değeri taşıyorsa, alacağınız diplomaların da dünyanın her yerinde eşdeğer bir güce sahip olması gerekmez mi?
Örneğin doktor ya da mühendis olduysanız, dünyanın her yer yerinde o mesleği icra edecek birikime, deneyime ve en önemlisi de formasyona sahip olmalısınız.
Eğer öyle değilse diplomanız bir kâğıt parçası olmanın ötesine geçemez, gelişmiş ülkelerin hiçbirinde tanınmaz.
Bırakın başkalarını, verdiğimiz diplomayı biz kendimiz de ciddiye alıyor muyuz?!
4 yıllık eğitim, formasyon, staj ve ömür törpüsü KPSS sınavı yetmezmiş gibi hepsini yok sayıp, 10, 15 maksimum 40, 45 dakikalık bir mülakatla yol almaya çalışıyoruz. O da yetmedi Öğretmen Akademisi açtık. Madem ki bu noktaya gelinecekti o güzelim öğretmen okullarını neden kapattık?..
Öğretmen Akademisi ile daha iyi eğitim verileceğine inanılıyorsa, o zaman eğitim fakültelerine ne gerek var?..
Yeterliliğe bakılıyorsa o da hiç inandırıcı değil.
Bu durum öğretmenlerimiz için böyle de diğer alanlar farklı mı?
Sanayiye gidin sorun:
Alaylı mı, mektepli mi?
Çok enteresan cevaplar alacaksınız...
“Çöpçünün maaşı mühendisten fazla ise okumaya ne gerek var?” değerlendirmesi son zamanlarda çok moda oldu.
Oysa onların aldığı maaş fazla değil bizimki neden az sorusu sorularak mücadele yapılsa ve emeğe olduğu gibi bilgiye ve donanıma da saygı duyulması istense yanlış anlamaların da önü kesilmiş olmaz mı?
Yoksa eğitimi, bilimi, birikimi yok sayarak bindiğimiz dalı kesmiş oluruz ki bunun da ne ülkeye ne de millete bir yararı olur…

