Doktora deyip geçmeyin. Ömrünüzün yarısını eğitimle hem de çok sıkı bir eğitimle geçirmeniz gerekir. Hele ki hakkıyla yapıyorsanız. Bu yüzden el üstünde tutulmaları gerekir. Peki biz ne yapıyoruz? Ya üç kuruş paraya talim ediyorlar ya da işsizler!
Son yıllarda özellikle de vakıf üniversitelerinde peynir emek dağıtır gibi doktora ünvanı veriliyor. Hatta işyerinde doktora eğitimi sunanlar bile var!
Fazla eğitimin ne zararı var. Elbette bir zararı yok ama nasıl bir eğitim? O çok önemli!
Doktoralı insan sayımız her geçen artarken, erozyona uğrayan ise doktora ünvanı oluyor. Geçmişte üniversite ve mastırlıların başına gelenler şimdi doktoralılar yaşıyor!..
Bir önceki YÖK Başkanı Yekta Hoca’nın en önemli projelerinden birisi de YÖK 100/2000 Doktora Projesi’ydi.
Ülkemiz için öncelikli alanlarda nitelikli bilgi üretmek ve doktoralı insan kaynağına olan ihtiyacın karşılanması amaçlanıyordu.
Doktora Projesinde, bursiyer olan doktorantlar, sigortasız ve 3825 TL ücretle çalışıyorlardı. Asgari ücret 5 bin liranın üzerine çıktı ama onların maaşı hala aynı!
YÖK tarafından istihdam sözü verilerek başlatılan bu projede, genç bilim insanları şimdi önlerini göremiyorlar.
Yeni YÖK yönetimi bu konuda yeni bir yol haritası çizmeli ve güven tazelemelidir!.
Gerek doktora eğitimine devam eden gerekse doktorasını bitirmiş veya bursu bitmiş ama doktora çalışması bitmemiş araştırmacılarımızın akademik hayattan kopmamaları için bir an önce karar alınması gerekiyor.
Bu projede çalışan yaklaşık 6500 kişi verilen istihdam sözünün ve bursların söz verildiği üzere asgari ücretin altında kalmayacak şekilde güncellenmesi gerekir.
Yoksa onlardan pek çoğunun da daha önceki en değerli bilim insanlarımız gibi yurtdışına gitmelerini engelleyemeyiz.
Bir yandan yurt dışındaki bilim insanlarımızı ülkemize getirmenin çarelerini ararken, öte yandan onları kaçırmaya yönelik vurdumduymazlığı anlamak mümkün değil.
Bu arada doktora sayısı elbette çok önemli ama daha önemli olan o doktora çalışmasının kişiye, ülkeye, bilime ne kazandırdığı!
İşte bu noktada birileri çıkıp bu bilim insanları ile diğer doktora öğrencilerinin yaptığı çalışmaları incelemeli ve ona göre karar vermeliler...
Bazı üniversiteler hatırlıyorum daha lisans mezunu vermeden doktora eğitimine başladı. Hadi o başladı, YÖK nasıl izin verdi?
Doktoralı sayısını artırırken umarız hormonlu bir büyüme olmaz ve sadece rakamlara bakılmaz! Bu arada bu işi hakkıyla yapanların da heyecanları köreltilmez!..
