adscode
adscode

Eğitim, Gelecek İçin Ne Kadar Güven Veriyor?..

Eğitimdeki kalite arayışına, her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulur hale geldi. Olmazsa olmazlardan bir diğeri ise güven. Eğitim paydaşlarının, eğitime yön verenlere güveni, hiç olmadığı kadar en alt seviyelere indi. Çözüm? Yeniden yapılanma!..

aguclu@milliyet.com.tr




 

Eğitim, Aristo’dan bugüne, geleceğin altın anahtarıydı.
Diploma olmadan, hiçbir kapıyı açmak mümkün değildi.
Eğitimli olan kişiler, özellikle de öğretmen ve profesörler rol modeldi.
Herkes onlara saygı gösterir, onlar gibi olmak isterdi.
Liselerin en iyi öğrencileri öğretmen okullarına gider, üniversite birincileri de asistan olarak mezun olduğu fakültede kalırdı.
Farklı meslekler eskiden de vardı.
Onlar değil de öğretmenlik seçiliyorsa, iş garantisi değil, idealizm söz konusuydu.
Ben öğretmenim diyen herkes,  sadece kendisini değil, her şeyden önce ülkesini, gençleri ve onların  geleceğini düşünüyordu.

Tüm tercihlerinin o yönde olması, bu yüzdendi!...

Sonra, ne oldu da bu noktaya gelindi?

Önce her yere lise, sonra fakülte, şimdi de üniversite açtık. 
Atayacak öğretmen bulamazken, bir milyon öğretmen fazlamız oldu.
Öğretim kurumu açıp, diplomalı sayısını artırınca, sandık ki gençler iş bulup mutlu olacak, ülkemiz de kalkınacak!
Tam tersi oldu.
Gelinen nokta ortada.
Bir değil, pek çok yanlış yaptık.

Hem de çok uzun yıllar, hem de ısrarla.

Eğitim sistemimiz, öğrenci, öğretmen, veli, iş verenler başta olmak üzere toplum genelinde güven tazelemelidir!

Devlet bile kendi verdiği not ve diplomaya güven duymuyor, KPSS ve mülakat yapıyor! 

MEB, YÖK, ÖSYM ve YÖK Kalite Kurulu, kalitenin dibe vurmasına, daha ne kadar seyirci kalacak?..

Çözüm mü?

Eğitimi yeniden ciddiye almak ve fabrika ayarlarına dönmektir!..

Eğitim ciddiye alındığında gerisi kendiliğinden gelecektir. Zor olan, o ilk adımı atmaktır.

 

Eğitime yön veren herkes, keşke biraz empati yapıp, okula giden her öğrenciye kendi çocuğuymuş gibi bakabilse! Onları mutlu etmek için gösterdiği gayreti gösterebilse. İşte o zaman, bugünkü yanlışların pek çoğu, kendiliğinden ortadan kalkacaktır…

 

Bir de “bu beni aşar” deyip, çocuğunun geleceğini, devlete yani MEB’e, YÖK’e, ÖSYM’ye emanet edenler var ki, en büyük mağduriyeti onlar yaşıyor!

 

İşte bu noktada, yeni arayışlar, söz konusu olmalı.

 

Her şeyden önce de, sistemi yozlaştıran kurumlara, hadi bu sistemi düzeltin demekten artık vazgeçilmelidir!..


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

Etiketler :
    1 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (1)
Yazarın Diğer Yazıları
Zaman yönetimi!
Köy Enstitüleri???
Yarına hazır mıyız?