adscode

Eğitim, geliştiriyor mu yoksa köreltiyor mu?

Bırakın devlet okullarını, özel okullarda bile boş zamanlarını nasıl geçireceğini bilenlerin sayısı çok az.

aguclu@milliyet.com.tr




Eğitimin pek çok amacı var. Öğrenciyi sadece akademik açıcıdan değil moral ve fiziki açıdan olduğu kadar sosyal açıdan da geliştirmesi gerekir.
Peki biz ne yapıyoruz? Tüm zamanımızı sınavlara harcıyoruz.

Yıldız ve genç takımlarımız sporcu bulamıyor, zanaata yönelecek gencimiz kalmadı, entelektüel birikim sağlayacak zamanımız yok gibi, hobilere ve sınavda soru çıkmayan dersleri ise zaman kaybı olarak görmeye başladık...

Şimdi ne alaka diyenleriniz olacaktır ama eğer bir hobiniz yoksa bunun sorumlusu da maalesef yine bugünkü sınav odaklı, hayattan kopuk eğitim sistemimizdir.

Bırakın devlet okullarını, özel okullarda bile boş zamanlarını nasıl geçireceğini bilenlerin sayısı çok az.

Oysa en azından onlarda böyle bir problemin olmaması gerekiyor.

Neden mi?

Onlarca kulüp, onlarca etkinlik ve onlarca organizasyonları var.
Kâğıt üzerinde, her yıl için, her öğrencinin katılabileceği en az birkaç etkinlik var ama gelin görün ki, yıl sonu gösterilerini gerçekleştirenler de, hafta sonunu dolu dolu geçirenler de, ulusal ya da uluslararası faaliyetlere katılanlar da hep aynı öğrenciler.

Tıpkı aktif okuryazarlar gibi hobisi olan aktif öğrencilerin sayısı da çok az.

Bu durum maalesef üniversitelerde de farklı değil.

Her açıdan çok donanımlı olarak bildiğimiz üniversitelere gittiğimizde de şoke edici görüntülerle karşılaşabiliyoruz.

Örneğin on milyonlarca liraya yaptırılan kapalı spor salonları, yüzme havuzları, konser salonları ya bomboş ya da bir elin parmakları kadar az katılımcı bulabiliyor.

Kütüphaneler ise sadece sınav öncesinde ders çalışmak için kullanılıyor.

Tenis kortları, basketbol, voleybol sahaları, deniz sporları da çok rağbet gören yerler değil.

Dağcılıktan yelkene, balıkçılıktan dünya mutfaklarına kadar çok geniş yelpazede faaliyet içinde bulunan kulüplerin üye sayısı da maalesef tahminlerin çok altında.
İşte bu yüzden bugünün çocukları, gençleri iş başvurusunda bulunduklarında ya da yetişkin olup hafta sonu ne yapacağım diye düşündüklerinde akıllarına fazla bir şey gelmiyor.

Temel eğitimde bugün öğrenilip yarın unutulacak sınav odaklı testler yerine, spordan müziğe, okumadan güzel sanatlara kadar pek çok alışkanlığın kazandırılması gerekiyor.

“Ne yapalım, öğrenciler, veliler istemiyor” demek işin en kolayı.

Her öğrenciye, kendisine ve ailesine rağmen, en az birkaç hobi edindirmek, temel eğitimin temel hedeflerinden birisi haline gelmelidir.

Ama maalesef pek çok konu gibi bu konunun da üzerinde nedense hiç durulmuyor.

Tıpkı sık sık dile getirdiğimiz gibi güzel yazma, güzel konuşma, estetik değerlerin hiç önemsenmediği gibi.
Hobilerin çeşitliliği aslında yaşam zenginliğidir.

“Zenginlik sadece parayla değil, zaman ve onun en iyi şekilde değerlendirilmesiyle ilişkilidir” diyenler, yani yaşamdan keyif alanlar, belki de en zengin olanlarımızdır.

Hobi edinmenin en güzel çağı, elbette temel eğitim dönemi ama o zamanı kaçırdık diye hayıflanmanın da mazereti olamaz.
Yaşınız, konumunuz ve ekonomik durumunuz ne olursa olsun, her dönemde edinebileceğiniz yeni hobiler mutlaka vardır.

Örneğin Kendinize ”Şu anda ne yapıyor olsaydım büyük keyif alırdım?” diye işe başlayabilirsiniz.
Gerisi kendiliğinden gelecektir.

İnternet sayesinde her şeye ulaşmak, öğrenmek ve paydaşlar bulmak o kadar kolay ki.
Dağ bayır hafta sonu gezilerini sevenler için öylesine güzel programlar var ki, ”ah keşke gidebilseydim” diyoruz.
Bırakın başka hobileri, Türkiye'yi gezmeyi kafaya koysanız bile buna bir ömür yetmez.

Ne olur daha fazla ötelemeyin.

En kısa yoldan hobiler edinin, hobilerinize yenilerini ekleyin. Bakın o zaman hayat çok daha keyifli hale gelecektir. Yeter ki bütün gün evde televizyon karşısında pineklemeyin!

Bu da o kadar zor olmamalı.

Size değer verilmesini istiyorsanız, herkesten önce siz, size hak ettiğiniz değeri vermelisiniz!..


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)