Eğitimde ezber bozma zamanı!

Endüstri, Bilim, Bilişim Çağı derken yapay zekâ ile farklı bir çağa yol alıyoruz. Binlerce yıllık değişimin, gelişimin çok daha fazlası 10 yıllık periyotlarda yaşanıyor. Ömürle birlikte eğitim süresi de uzadı ama böylesi inanılmaz bir çağa adım atarken, inanılmaz değişimler yaşanırken müfredat aynı müfredat!

Yeni dünya, farklı bir dünya.
Bu yüzden öncelikle bugünü sonra da yarını doğru okumak ve ona göre hazırlık yapmak zorundayız.
Yoksa değişimin altında kalırız.
Bunu da hiçbirimiz istemeyiz…

Değişim ve gelişim elbette sadece bilimle, teknolojiyle sınırlı kalmayacak. Yaşamın her alına damga vuracak. Sosyolojik değişimler ise çok sancılı olacak.

Haberleşmeden demokrasiye, yargıdan ekonomiye, siyasetten üretime, sağlıktan sanata, spora, iklime, tarıma her şey değişecek ve beraberinde getireceği sosyolojik değişim, gelenekleri, görenekleri altüst edecek.

Değişim rüzgârı dünyanın her yerinde her şeyi kasıp kavuruyor.
Mutlu olan da çok, rahatsızlık duyan da.
En büyük kesim ise ne olup bittiğini anlamaya çalışanlardan oluşuyor.
Bu durum kişiler için de, ülkelerde için de böyle…

Gidişata bu çerçeveden bakıldığında çok şanslıyız diyebiliriz.

Özellikle gençlerimiz değişime ve gelişime hem çok açık hem de çok hızlı uyum sağlıyor.

İşte bu noktada onlara en doğru eğitim olanakları ve müfredatı sunarsak. Çok kısa sürede çok büyük mesafeler kaydedebiliriz.

Ülke olarak yaşanan diğer kırgınlıkları bu işe hiç karıştırmadan çocuklarımız ve ülkemizin geleceği için eğitimde üst akıl oluşturmalıyız.

Eğitim ve bilim değişimin, gelişimin, huzurun, refahın, demokrasinin, hukukun daha doğrusu kısaca yaşamın lokomotifidir. Tabi hak ettiği şekilde dizayn edilirse.

Bunu da kendimize çok görmeyelim…

“Peki bu nasıl olacak?” sorusuna cevap aramadan önce böylesi bir değişim konusunda samimiyetimizi inşa etmeliyiz. Onu başarırsak gerisi kendiliğinden gelecektir…