İyi öğrenci, iyi öğretmen, iyi okul ve iyi eğitim mi yoksa doğru okul, doğru öğretmen, doğru öğrenci ve doğru eğitim mi? İyi kavramı nereden baktığınıza göre değişir, doğrular da öyle. Ama eğitim söz konusu
olduğunda doğru eşleşme çok önemli!
İyi okul elbette olmazsa olmazlarımızdan birisi. Eğitim adına pek çok bileşen bir araya gelmediyse, iyi bir altyapı ve iyi öğretmenler ve iyi öğrenciler yoksa, siz istediğiniz kadar iyi olun, kendinizi en iyi şekilde geleceğe hazırlamanız, her zaman mümkün olmayabilir…
İyi okul yüksek puanla girilen ya da mezunları sınavlarda en başarılı olan okullar mı yoksa sınavlar da dahil hayata da hazırlayan okullar mı?
Bu konuda maalesef çok fazla örnek olmadığı için ne anlatsanız hep boşuna oluyor! Çünkü sınav odaklı eğitimde önemli olan sınav sonuçları, gerisi teferruat.
Bunun böyle olmadığı anlaşıldığında ise iş işten çoktan geçmiş oluyor!..
İyi öğretmen sınavlara en iyi öğrenci hazırlayan öğretmen mi yoksa öğrencisini sadece akademik anlamda değil hemen her yönüyle takip eden, ilgi ve yeteneklerini keşfeden ve onları geliştiren mi?
Böylesi iyi bir öğretmen, bir öğrencinin yaşamı boyunca karşısına çıkan en büyük şanstır.
Umarız böylesi bir öğretmen her öğrencinin karşısına çıkar…
İyi öğrenci muhtemelen tüm tarafların üzerinde anlaşabilecekleri en zor konu olacaktır.
Çünkü herkesin beklentisi farklı.
MEB, dolayısıyla iktidarlar ve devlet hem iyi vatandaş hem de iyi bir yandaş yetiştirme çabası içerisinde oldu hep. Veliler iyi bir gelecek, okul ve öğretmenler ise disiplinli, itaatkar, çalışkan öğrenci arzusunda oldular. Çalışkan öğrenciler hep el üstünde tutuldu, zor öğrenciler kazanılması gerekenden çok baş ağrısı olarak görüldü.
Öğrenciye hep büyük hayaller konuldu ama onlara siz ne istiyorsunuz diye neredeyse hiç sorulmadı. Yaratıcılıkları, hayalleri köreltildi, moral ve motivasyonları sınavlarda dibe vurduruldu.
Eğitime gelince, binlerce yıllık bir devlet geleneğimiz olmasına karşın bu konuda tam olarak ne istediğimizi hala anlayabilmiş değiliz.
Eğitimden beklentilerimiz, kurduğumuz her devlette, iktidara gelen her yönetimle farkındalık göstermiş, yetkinlik, ortak değerler, kazanımlar ve beklentiler konusunda hep kafa karışıklığı yaşanmıştır…
Sonuç olarak geldiğimiz nokta ve içinde bulunduğumuz çağ, bu konuda çok daha içinden çıkılamaz bir hale geldi.
Bireyselliğin bu kadar öne çıktığı bir dönemde hala tek tip eğitim anlayışı ve dayatmacı bakış açısı kime ne yarar sağlıyor sorusunun çok daha yoğun bir şekilde sorulmasına neden oluyor.
Bakalım sonu nereye varacak?
Peki öneriniz ne derseniz, eğitimin ve geleceğimizin hiç kimseye havale edilemeyecek kadar önemli olduğu gerçeğini bir kez daha hatırlatarak, yön verenin başkaları değil siz olmanızı bir
kez daha vurgulamak isterim…
Gelecek asla tesadüflere bırakılmamalı, hazırlık da tek yönlü değil çok yönlü olmalı…