Nereye giderseniz gidin, kiminle konuşursanız konuşun mutlu olan yok gibi. Haksızlar mı? Kesinlikle hayır. İstediğimiz bu mu? Evet demek mümkün değil. Peki o zaman niye bu durumdayız? Nedeni eğitim, sınavlar ve iş olabilir mi?..
Öyle bir sınav cumhuriyeti kurduk ki, 10 kişiyi mutlu ediyorsak 90’ını mutsuz ve değersiz hissettiriyoruz.
Çocukları, yakınları mutsuz olduğunda ailenin diğer fertleri de mutsuz oluyor ve bu mutsuzluk sendromu zincirleme devam ediyor...
İşsizler, emekliler mutsuz da çalışanlar mutlu mu?
Üniversiteyi kazanamayan ya da istediği fakülteye giremeyenler mutsuz da mezunlar mutlu mu?
Kırsalda yaşayanlar mutsuz da büyük kentlerde yaşayanlar mutlu mu? Hasta olanlar mutsuz da sağlıklı olanlarımız mutlu mu?
İşçiler mutsuz da işverenler mutlu mu?
Daha onlarca örnek sayabiliriz.
Peki değişen ne olur?
Mutlu olmamız için bir bahanemiz mi olur yoksa daha mı mutsuz oluruz?
Peki bal tutup parmağını yalayıp mutlu olanlar yok mu?
Elbette var ama onlarınki de kazanılmış ve sürdürülebilir bir mutluluk değil, göreceli bir mutluluk!
Bu noktada asıl önemli olan az da olsa, arada bir de olsa, tesadüfen de olsa, geç de olsa, şaşırtıcı da olsa, hiç umulmadık kişiler ya da kurumlar yapıyor olsa da yapılanları yapanlar üzerinden değil yapılan üzerinden değerlendirme yapmakta yarar var.
Sorup, sorgulamak, arkasındaki bit yeniğini araştırmak elbette çok önemli ama hak edenin hakkını vermek de bir o kadar önemli.
Elbet çok daha iyisi yapılabilirdi, elbette çok daha önceden yapılması gerekirdi ama sonuçta ortada yapılan bir şey var ve ya o da hiç yapılmasaydı?..
Eğitimde bu şaşı bakış açısından artık kurtulmalıyız.
Bir öğrenci ya çalışkandır ya da tembeldir yerine, evet bazı konularda eksiği var ama ilgi, yetenek ve hayalleri keşfedilir ve doğru yönlendirilirse çok şeyler yapabilir noktasına gelmeliyiz...
Özeti, her çocuğumuzun başarı olabileceği bir alan mutlaka var ve onları hemen gözden çıkarma yerine hayallerini keşfedip, onu kazanmayı kendimize ilke edinmeliyiz.
Kişileri, kurumları, düşünceleri harcamak ya da göz ardı etmek en kolayı, zor olan onları kazanmaktır.
Ne olur bundan asla vazgeçmeyelim.
Eleştirirken ki bonkörlüğümüzü takdir ederken de gösterelim, mücadeleden asla vazgeçmeyelim.
Neden mi?
Kazananlar hep geleceği için mücadele edenler olmuşlardır da o yüzden!..