Tüm bu sarsıntıları, bir uyarı olarak algılayıp, depremle mücadeleye kaldığımız yerden devam edelim! Korkarak değil, akılla, bilimle, kararlılıkla, ötelemeden yol alalım, eksiklerimizi bir an önce tamamlayalım. Herkese geçmiş olsun!..
Başta İstanbul olmak üzere deprem bölgesindeki pek çok il aylardır tedirginlik içerisinde. Gün geçmiyor ki yeni bir deprem senaryosu ortaya atılmasın.
Felaket tellalları önceden sadece 7, 7.5, 7.8 gibi olası depremin şiddetini bildiriyorlardı.
Şimdi iyice azıttılar. Tarih, gün, neredeyse saat verecekler...
Alarm zilleri iki gündür yeniden çalmaya başladı.
Okullar bugün olduğu gibi yarın da tatil olursa şaşırmamak gerekir. Çünkü öğrenciler çok korktu. Ve pek çoğu depremi ilk kez yaşadı!.
Hemen herkes tedirgin ve herkesin kendine göre bir deprem senaryosu var ve güvenilir kaynaklara dayanıyor!
Kimi bilgiyi hükümetten, kimi valilikten, kimi gazetelerden, kimi de üniversitelerden aldığını söylüyor.
Veliler çocuklarını okula gönderip, göndermemenin ikilemi içerisinde. Gönderseler bir türlü, göndermeseler bin türlü. Kafaları karmakarışık...
Gazeteci olarak aynı şaşkınlığı bizler de yaşıyoruz. Üniversiteler, bilim adamları, politikacılar hepsi farklı frekanstan konuşuyor. Biri olmayacak diyor, öteki olacak. Gelin de çıkın işin içinden.
Kendi bilim adamlarımıza duyulan güven sarsılınca, anında yabancı bilim adamları aramaya başladık. Onlar da on binlerce kilometre uzaktan İstanbul'da deprem olacak, olmayacak tartışmalarına katıldılar.
Daha önceki tartışmaları hatırlarsanız, en güvenilir diye ABD tercih edildi. Ama gelin görün ki onlar da bize benzedi. Önceki gün ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu yakın bir gelecekte İstanbul'da deprem olmaz derken, bir başka ABD'li yetkili dün geldiği İstanbul'da ayağının tozuyla kısa süreli büyük depremden söz etti...
En iyisi bulunduğumuz mekanları sağlama alıp, bu tartışmalara kulak kapamak.
Yoksa depremzede değil, sinir hastası olacağız.
Herkese büyük büyük geçmiş olsun.
Bu arada telefonlar ara ara kilitlendi.
Umarız, onlar için de yeni önlemler alınır…
