Hangi Bakan, “Ben burayı hizaya sokarım” dediyse, kendisi hizaya geldi. Ziya Hoca da, çabuk pes edenlerdenmiş! Kendisi için “Yalnız Adam” tanımlaması yapılıyor. Bürokratlardan çok, danışmanlarla işi götürmeye çalışıyormuş ama “işi zor” diyorlar.
Peki, MEB’de hakim güç kim?
İşte bu noktada öylesine çok senaryo anlatılıyor ki, paylaşmanın hiç kimseye özellikle de eğitime bir yararı olacağını düşünmüyoruz.
Ziya Hoca, çok önemli bir seçimdi, kamuoyundan çok büyük bir destek gördü, eğitim için bir şans deyip, son noktayı koyalım.
Bundan sonrası, kendisine kalmış…
Eğitim, ülkemizin geleceği açısından çok önemli.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son açıklamalarında bunu sık sık dile getiriyor.
Bu yüzden, her kimi olursa olsun, bu alan da, güç yarışına girmemesi gerekir.
Günün sonunda, kimin ya da kimlerin daha güçlü olduğundan çok, yapılanlara ve özellikle de yapılmayanlara bakılır ki, işte o zaman, şapka düşer, kel görünür ve gereği yerine getirilir.
Proje üretenler, sorun çözenler, geleceğe yatırım yapanlar, alkışlanır, koltuk sevdasından başka gözü hiçbir şey görmeyenler, kapı önünü konular.
Kendilerini, hiç vazgeçilmeyecek gibi görünenlere de, günün birinde sıra geldiğini, çok gördük, görmeye de devam edeceğiz..
Ülkesini, ülkenin geleceğini önemseyen ve kendilerini o makama getirenlere zerre kadar da olsa saygı duyanlar, güç yarışı yerine, katma değeri yüksek sürdürülebilir proje yarışına girmeliler.
Kötü eğitimin kazananı olmaz!
Bu yüzden, daha iyi bir eğitim ve daha iyi bir gelecek için hep birlikte, çok hem de çok çalışmalıyız…
