Dünyasının neresinde olursa olsun, eğitim sistemlerinin en temel amaçların birisi de o ülkenin bayrağına, toprağına, anayasasına, yurttaşlarına, mili ve manevi değerlerine sadakattır. Eğitim, değerleri körelten, küstüren değil yücelttendir. Aksine neden olan hiçbir şey kabul edilemez!
Neredeyse bir yıldır mülakatı tartışıyoruz ve bir arpa boyu yol alamadık.
Yıpranan sadece mülakatı dayatanlar değil en temel kurumlarımız ve en olmazsa olmaz değerlerimizdir!
Bir devletin vatandaşlarına yönelik en büyük beklentisi aidiyettir. Çünkü onlar ülkenin gerçek sahipleridir. Onların memleket sevdası her şeyin üzerindedir.
Devlet ya da kamu adına atılan her adımda, önce bu sorgulanmalı sonra diğer detaylara bakılmalıdır.
İyi insan, iyi yurttaş yetiştiremiyor ve onları mutlu edemiyorsak, attığımız adımları sorgulama zamanı geldi de geçiyor demektir.
Diğer tüm Bakanlıklar da elbette çok önemli ama “Milli” olan iki Bakanlığımız var ki onların var oluş misyonları çok daha özeldir.
Diğer Bakanlar atıkları her adımı üç defa düşünürken, Mİlli Eğitem ve Milli Savunma beş defa düşünmelidir!
Eğtimde “Bakan Politikası” olmaz, hükümet ve özellikle de devlet politikası olur.
Sistem değişikliklerine giderken, olaylara, günü kurtarmanın ötesine geçip, ne olur biraz da çok daha geniş bir çerçeveden bakalım.
Bu o kadar zor mu?..
