Neden okula gidiliyor, zorunlu eğitim neden var, diploma neden önemli? Daha da önemlisi amaçlarla uygulamalar ne kadar örtüşüyor? “Her şeyden haberdar ama hiç bir konuda yetkinliği olmayan” bireyler mi yetiştirilmek isteniyor? MEB, YÖK ve ÖSYM eğitimin neresinde?
Öğrenmenin en teminat koşullarından birisi de öğrenene haz vermesi ve öğrenilen bilgilerin hayatta bir karşılığının olmasıdır.
Öğretilen ya da öğrencilerin deyimiyle “dayatılan” bilgilerin kendilerine bir yararı olacağına inanılmıyorsa verilen eğitimin onlarda bir tortu bırakması mümkün değil. Nitekim öyle de oluyor.
Sınav odaklı eğitim sistemlerinde öğrenci öğrenmek için değil sınavlarda başarılı olmak için motive edilir.
Öğrenci sınavlarda yüksek puan alıyorsa başarılı, sınavzede ise “ondan bir şey olmaz algısı hakim. Oysa gerçek hayat çok farklı örneklerle dolu…
Her şey gibi eğitimin “zorunlu” olması da öğrenciye itici geliyor. Keşke yerine daha sempatik bir kelime bulunuyor olsa. En azından eğitime sempatiyle bakmalarına, öğrenme arzularını artırmaya, öğrendiklerinden keyif almaya yöneltebilir…
Eskiden eğitimli ve diploma sahibi olmanın bir ayrıcalığı vardı. Diploma her kapıyı açar, eğitimli saygı görürdü.
Bugün gelinen nokta ise tam tersi. Ne diploma ne de eğitimli kimseler hak ettikleri ilgiyi ve
desteği görebiliyor.
Sorun eğitimde ve diplomada mı yoksa onların değersizleştirilmesinde mi?..
Okulun ve eğitimin insan yaşamındaki önemini hala anlatabilmiş değiliz.
Zorunlu eğitimi 8 yıldan 12 yıla neden çıkarttık, liseyi 2 yıla indirmek varken neden 4 yıla yaydık, 4+4+4’e neden gerek duyuldu, tüm öğrenciler neden üniversite önünde yığılıyor, erken yönlendirme neden yapılmıyor ve en önemlisi de ilgi, yetenek ve hayaller
doğrultusunda neden insangücü planlaması gerçekleşmiyor?
Bunu doğru anlatamadığınız ve karşı tarafı inandıramadığınız sürece eğitimde yol kat
etmemiz mümkün değildir.
Zaten sonuçta ortada!..
Peki ne yapmak gerekiyor?
Fabrika ayarlarına yani Cumhuriyetin ilk yıllarındaki eğitim modeline dönmek gerekir diyenler
çoğunlukta. Yine aynı şekilde dünya ve Türkiye, o günkü Türkiye ve dünya değil, yaşadığımız çağa ve geleceğe yönelik bize özgün yeni modeller üretmek gerekir diyenlerin
sayısı da çok fazla.
Eğitimi kullanarak arka bahçe yaratmak isteyenler de hep oldu, olmaya da devam edecek.
Çok daha önemlisi eğitim her şeyin çok gerisinde kaldı ve cazibesini hızla yitiriyor.
Eğitimi ve öğretmeni hep baş tacı eden bir kültürden geliyoruz. Zaman zaman farklı yönde algıya neden olan gelişmeler söz konusu olsa da aksini düşünenimiz yok gibi.
Bu yüzden karalar bağlama yerine ortak akıl üreteceğimiz bir noktaya gelsek, başta eğitim
olmak üzere pek sorunumuz kendiliğinden çözülecek ama bir türlü o noktaya gelemiyoruz.
Asıl sorun da bu zaten!..
MEB, YÖK ve ÖSYM’ye gelince, onların gündeminde ilk sıranın eğitim ve öğrenciler olduğunu söylemek iyimserlik olur ve keşke yanılan biz olsak!..