İşte bir önceki yazımızla ilgili değerlendirmeler:
12 yaşlarındayken öğretmenimizin sürekli gittiği öğretmen evinden geçerdik görürüz belki diye, bir gün karşılaştık öğretmen evinin kapısına kadar sohbet ettik kapı aralığından baktığımda, masa etrafında kağıt atıyorlar... Kafamdaki öğretmenevi profili felce uğramıştı. Örnek olmak lazım
Ögretmen evini öyle bir anlatmış ki sanırsın Hilton Oteli, bu beyefendiye birisi kırmızı kurdele taksın.
Kesinlikle çok doğru bir tespit. Çünkü öğretmenler arasında olmaması gereken hiyerarşi var.
İnsan kadar zor varlık ben tanımadım. İnsanın insanı anladığı görülmüş değil.
Öğretmen insan değil çünkü. Nasıl bir don biçtiyseniz öyle olsun istiyorsunuz. Öğretmen dolapta yaşamıyor. Sosyalleşmek, kağıt oynamak, halı sahaya gitmek... Mahalle baskısını aman iliklerimize kadar yerleştirelim, aman keskin kalıplarımız olsun, aman...
Sözleşmeli evli öğretmenler KADROLULARIN dalga konusu oldu
"Eskiden öğretmenler ve eğitim iyiydi şimdi kötü" genellemesini beğenmiyorum, onaylamıyorum, sığ ve acımasız buluyorum. Hele şu "Öğretmen evine gidiyorlar ucuz yemekleri höpletiyorlar ama kitap okumuyorlar" nedir ya.
Çünkü öğretmenlerin eşit özlük hakları yokkk..! Adalet kendi içimizde bile yokkk...
Mektup yazan öğretmen saçmalamış. Öğretmenevinde okey oynamakla ders verme arasında ne alaka var? Bilimsel çalışma arasında ne alaka var? Öğrenciye yaz tatilinde ödev vermekle öğretmenevi öğretmen profili arasında ne ilişki var?
Bir de Onları Dinleyelim
Vurun abalıya misali, her koşulda öğretmenlerimizi eleştiriyoruz.
Ama onlar da sahipsiz, ne birbirlerine sahip çıkıyorlar ne de arkalarında MEB var.
İlçe Milli Eğitim ve okul müdürleri ise tam bir alı kıran baş kesen.
Liyakat esas alınsaydı bu böyle mi olurdu?
O da ayrı bir tartışma konusu.
İşte öğretmenler sahipsiz mi, yazımıza gelen değerlendirmelerden bazıları:
Sahipsiziz ve boşuna onca emek verip okumuşuz. Hayatiımızı kazanabilmek için okuduk. Geleceğimiz ellerimizin arasından kayıp gitti. Kimse duymuyor, görmüyor. Oralı bile olmuyor. Ben öğretmenim. Çocuk yetiştirmek için varım. Gelecek için. Ama geleceğimiz flu...
Ücretli öğretmen daha az maaşla çalışıyor o köy okullarında. Mecbur değil gitmesin zorla mı gönderiyorlar diyenler de oluyor tabii bu duruma. Haklılar bizi kimse mecbur etmiyor. ÇÜNKÜ BİZİM ADIMIZ ÜCRETLİ ÖĞRETMEN. BİZE KADRO YOK. AZ MAAŞ YARIM SİGORTA VAR.
Mağdur edilmemeliyiz.
SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLER IÇİN EŞ DURUMU KAÇIŞ DEĞIL KESİNLİKLE, BİR ZORUNLULUK. HİÇ KİMSE EŞİYLE İŞİ ARASINDA SEÇİM YAPMAYA ZORLANMAMALI. ZAMANINDA YAPILAN SAHTE EVLİLİKLERİN BEDELİ BİZE ÖDETİLMEMELİ. HİÇ ANADOLU TOPRAĞINA ADIM ATMAMIŞ BİNLERCE ÖĞRETMEN VARKEN TÜM YÜK BIZE YÜKLENMEMELİ
24 Kasım'da müjde var(dı) bize. Bekle ki gelsin o müjde. İşte bizi bu kadar saf sanıyorlar... Öğretmen sahipsiz değil, değersiz. Artık bunu anlayalım lütfen. Bize kimse değer vermiyor artık
Baştakiler yeterince itibarsızlaştırıyor. Veli, öğrenci, halk her şeyi yapma ve söyleme hakkı buluyor öğretmenlere. Tek laf tatil, napalım yaz tatilini kaldırsınlar da milletin dilinden düşsün şu kelime.
Çünkü biz bu ülkeye göre hiçbir is yapmıyoruz... Örnek vereyim sınıfta çocuk küfür ediyor öyle saygısız kelime de değil küfür... Velisi çağrılıp söyleniyor dediği aferin oğlum benim... Biz bu şartlarda ne yapalım, bizden fazla maaş alıp yan gelip yatan meslekler bu kadar sorun değil...
Biz öğretmenler geleceği yetiştiriyoruz az saygı hakkımız.. Bir memur masa başında o kadar yatıp işini yapmadan maaş alıyor ama bütün sorun bizim 3 kuruş maaşımız... Herkes kendi işini yapsın sonra bizi eleştirsin.. Anne babalık yapılsa biz çocuklara çok da güzel eğitim veririz.
Sendikaların hükümetin arka bahçesi olmasından dolayı olabilir mi?
Sevgili Öğretmenlerim,
Bu arada sizlere, naçizane bir öneride bulunacağım. Ne olur mesajlarınızı yazarken, imla kurallarına ve cümle yapılarına dikkat edin! Bir de o yüzden şamar yemeyelim.
