Üniversiteye girişte bu yıl çok farklı bir tablo yaşanıyor. Barajların inmesi de bu yüzden ama keşke zamanında gerekli düzenlemeler yapılsaydı da bu noktaya hiç gelinmeseydi. Kalite düşüyor endişeleri yaşanmasaydı.
Madem ki bir düzenlemeye gidildi, ikinci bir düzenleme gerektirmeyecek şekilde hareket edilmesi sanki çok daha doğru olacaktı.
MEB, YÖK ve ÖSYM, üst makamlara daha ayrıntılı bilgi vermeliydi.
Örneğin barajlı bölümler, Sayısal ve EA türünde yeterli öğrenci olmadığı için ek yerleştirme sonunda da dolmazsa ne olacak?
Hem de kapıda milyonlarca aday beklerken!
O tarihte yapılacak yeni bir düzenleme tüm dengeleri altüst edeceği ve hukuki sorunlar yaratacağı için muhtemelen gelecek yıla ertelenecek ve bu da farklı tartışmaları beraberinde getirecek!
Bir başka ayrıntı ise taban puanlarda yaşanacak.
Dil sınavında 80 sorudan 79’unu yapmasına rağmen, binde birlik bir puanla barajı aşamadığı için yerleştirme puanı hesaplanmayan bir aday, şimdi barajın inmesiyle puanı hesaplandığında, muhtelen ilk yerleştirmede aynı bölüme girenlerden çok daha yüksek puan almış olacak ve kafalar daha da karışmayacak...
Hem MEB hem de ÖSYM sınavlarını A’dan Z’ye sorgulama zamanı geldi de geçiyor.
Ortaokuldan liseye, liseden üniversiteye yönlendirme ve sınav sistemi sil baştan yeniden ele alınmalı ve artık sınav odaklı eğitimden, umut tacirliğinden vazgeçilerek, hem ülkemiz hem de çocuklarımız için doğru olan aranmalıdır...
