adscode
adscode

Peki ya diğerleri?..

Tarih ve günümüz “başarısız” diye damgalanan nice öğrencinin, nice başarılar elde ettiklerinin kanıtlarıyla doğru.

aguclu@milliyet.com.tr




Beş parmağın beşi bir olmadığı gibi her öğrenci de farklıdır. Başarılılar sevilir, haylazlar, okulu,
dersi, çalışmayı sevmeyenler dışlanır. Konuşana, icat çıkarana sus otur oturduğun yerde der, aykırılıkları olmayana alkış tutarız. Peki doğru olan ne?
Sınıfın, okulun, evin, iş yerinin takımın, gurubun, sistemin, ailenin, devletin isteği gibi koşulları yerine getirenler el üstünde tutulur, diğerleri sorgusuz sualsiz dışlanırlar.
Kasıt söz konusu mu?
Kesinlikle hayır.
Başarılı ata oynamaya bayılır, güçlüden yana oluruz.
Bu tarih boyunca, dünyanın her yerinde böyle olmuştur.
Mazlumun yanında olanlar olmadı mı?
Elbette oldu ama ne kadar ve nereye kadar?..
Her çocuk farklıdır. Hem de çok farklı.
Bunu bile bile herkese aynı eğitim sistemini dayatmayı sorgulamaz, bazı öğrencilerin o derslere neden ilgi duymadıklarına şaşıp kalırız.
Oysa her öğrencinin başarılı olacağı bir alan vardır. Onları keşfedip, geliştirme yerine ilgi duymadıkları derslerindeki performanslarını dikkate alıp onları başarısız diye damgalarız.
Tarih ve günümüz “başarısız” diye damgalanan nice öğrencinin, nice başarılar elde ettiklerinin kanıtlarıyla doğru.
Keşke onların da onlarca, yüzlerce yıl sonra değil de zamanında zamanında değerleri bilinmiş olsaydı...
Hemen her gün, bu yönde o kadar çok mesaj geliyor ki hepsine tek tek cevap vermemiz mümkün değil.
Haklılar hem de çok haklılar ve onlara önerimiz çocuklarına güvenmeleri ve sistemin dayatmalarına göre hareket etme yerine, kendi doğrularını aramaya devam etmeleri.
En çalışkanlar da bizim çocuklarımız en tembeller de.
En başarılılar da bizim çocuklarımız en en başarısızlar da.
Harikalar yaratanlar da bizim çocuklarımız kabuğunu kıralayanlar da.

Şampiyon olanlar da bizim çocuklarımız yarışı yarıda bırakanlar da,
Saygıda, sevgide, hoşgörüde parmakla gösterilenler de bizim çocuklarımız, kural tanımayanlar da...
Birini, bir diğerinden ayıramayız.
Hepsini kucaklamalı, hepsine hak ettiği değerleri vermeli, başarılı olanları alkışlamalı olamayanları da dışlama yerine kazanmanın yollarını aramalıyız...

Birkaç örnek!

İşte gelen mesajlardan bazıları:

“Selamlar, saygılar..
Birçok eğitim koçu ve öğretmen akademik başarısı yüksek, güzel puanlı çocuklar için tavsiyede bulunuyor
Peki akademik yönden zayıf çocuklara verilen bir danışmanlık var mı?
Oğlum için araştırıyorum. İstanbuldayız.
Oğlum sosyal anlamda güçlü dünya tatlısı bir çocuk. Ancak ders dediğinizde isteksiz, kaygısız bir çocuk.
İstemiyor, fen matematik türkçe. Bu sene 8. sınıf olacak. Basketbol oynuyor mesela, haftada 4 gün, haftanın her günü olsa her gün götüreceğim inanın.
Sınavda puanda gözü yok..
Peki lise?? Hangi lise??
İllaki adı sanı tercih edilmeyen, hedefi olmayan özel okullara mı gitmeli..??
Öylesine bir lise mi olmalı?..”

“Merhabalar sizden yardım istiyorum yardımcı olursanız sevinirim bir tane kız evladım var. Allah bağışlarsa üniversite sınava girdi sonucu aldıklan sonra hangi üniversite, bölüm hiç bilgim yok, ilkokul mezunuyum lutfen bir anneyi duyar mısınız?”

“Abbas Güçlü bey merhaba, 40 yaşındayım, sizi köyde her hafta akşamları TV'den izlerdim çok objektif doğal canlı bir programdı çok severdim. Kim bilirdi bugün işim düşecek size? Liseler hakkında görüşünüzü beyan eder misiniz? Tercihlere 2 gün kaldı ve biz birkac okul gezdik. Akademik, sosyal olarak ikiye bölünmüş durumda, puanımız da ara bir puan, 0.12'lik dilimdeyiz bize yazmamizi önerdiğiniz liseleri yazarsaniz çok sevinirim görüşleriniz benim için."

"Ev hanımıyım İstanbul'da oturuyorum. İstanbul Erkek Lisesi gelmeyecek ama
yazacağız ilk sıraya. İmam hatip düşünmüyor oğlum, bunlar dışında ne olur, lütfen. Cevabınızı bekliyor olacağim.."

Hangi Lise?
LGS sisteminin iflas ettiği çok net ortada.
Yüzde 3’lük, 5’lik dilime giren öğrenciler bile mahallede gidecek bir lise bulamıyorsa, bu sistemin
onlarca kez sorgulanması gerekir.
Eskiden her mahallede klasik liseler vardı, en azından onlara gider ve yola devam ederdik. Hem çoğumuz da o liselerden mezun oldu.
Hepsi talebe değiştirdi, gidilecek okul kalmadı.
Bu noktada uzakta da olsa ilginizi çekebilecek bir lise ya da fakülte bulup gerekirse oraya
taşının.
Her öğrencinin ilgi, yetenek ve hayalleri çok farklıdır. Bu yüzden onları hiç tanımadan, puana göre tavsiyelerde bulunmak hataların en büyüğü olur.
Önerimiz, çocuklara yönelik kararları öncelikle kendiniz vermelisiniz. Elbette öncelikle onları dinleyerek.
İçinden çıkamadığınız konularda ise öğretmenlerinizden, özellikle de rehber öğretmenlerinizden ve çevrenizde çocuğunuzu tanıyan okumuşlardan destek almalısınız.
Benim önerim liselerde meslek liselerine ve özellikle sevdikleri bir mesleğe yönelmeleri.
Diplomanın artık bir önemi kalmadı.
Önemli olan sevilerek yapılan bir iş olacak.
Başarının da, paranın da, mutluluğunda anahtarı bu olacak!..
Sınavlar, puanlar, okullar elbette önemli ama her şey değil.
İdeali, iddiası ve hayali olan öğrenciler her zaman başarırlar! Onları sakın yanlız bırakmayın...
Hayat bir maraton yarışı gibidir. Birkaç sınavda başarısız olmak hayatın sonu değildir...


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)