Bakan Selçuk bir yandan mesleki eğitimin olmazsa olmaz olduğunu işaret ediyor. “Çocuklar soru çözebilir ama sorun çözemez. Bizim amacımız sorun çözmekle. O yüzden atölyeleri çok önemsiyorum. Bunlar olursa sorun çözme beceresi gelişir.” diyor ama öte yandan “31 Ağustos'tan beri LGS ve Üniversiteye hazırlık kurslarıyla ilgili destekleme yetiştirme kursları, sınava giren her öğrencinin yüz yüze ders alabilme imkanına sahip olsun diye sürekli açık tutuldu” şeklinde “müjde”si veriyor!
Önemli olan eğitim mi yoksa sıinavlar mı?
Kafamız karışmadı desek yalan olur...
Önceliğimiz, sınavlar mı yoksa çocuklarımızın yetkinlik kazanması mı?
Bu konuya artık bir karar vermeliyiz. Umut tacirliğinden vazgeçmeliyiz!..
Ortaokullardan bu yıl bir milyon civarında öğrenci mezun olacak.
Peki kaçı, sınavla öğrenci alan fen ve anadolu liselerine girecek?
Yüzde 10’u bile değil.
O zaman bu sınav sevdası, bu eziyet, bu risk niye?
Sorular, Cevaplar, Yorumlar?..
Bakanı Selçuk, katıldığı bir televizyon programında gündeme yönelik soruları cevapladı.
Önemli satır başlarından bazıları ve değerlendirmelerimiz şöyle:
. "Eğer müfredat bilmek üzerine yoğunlaşırsa, çocuklar bilirler ama yapabilemezler. Benim davam, çocuk davasıdır. Her bir çocuk, kendimizin sağlamamızı yapmamızı sağlar.
- Ne demek istediğini anlayanınız var mı? Müfredat sistemi doğru ise neden eleştiriyor yanlışsa neden değiştirmiyor?
. Sürekli geleceğe atıfta bulunmak, anı ıskalamak gibi bir şey. Ben şimdiyi çok önemsiyorum. Doğru ile yanlışın ikna süreci yaşanmadan, doğru kendisini doğal olarak gösterir. Biz her çocuğun kendi doğasına uygun olanı bulmasına yardım etmeliyiz.
- MEB bu konuda bir çaba içerisinde de elini tutan mı var. Böylesi eleştirileri dışarıdan birileri yapabilir ama MEB’in buna hakkı yok? O, gereği ne ise onu yapar. Çünkü görevi budur. Deneme yanılma yöntemiyle öğrenme şekli ilk çağlarda kaldı. Onun yerine akıl, bilim, vizyon aldı.
. Çocuklarımın neye yatkın olduğuna baktım ve yatkın olmadığı bir şeye zorlamamaya çalıştım. Bir kişi yatkın olduğu alanda ilerlerse emin olsunlar orada muvaffak olur.
- Fikir doğru, uygulama yanlış. Düzeltecek olan da bizzat MEB ve Milli Eğitim Bakanının kendisidir. Peki o zaman, kendi çocuklarını zorlamadığı bir konuda diğer çocukların zorlanmasına neden seyirci kalıyor?
. Çocuklar soru çözebilir ama sorun çözemez. Bizim amacımız sorun çözmekle. O yüzden atölyeleri çok önemsiyorum. Bunlar olursa sorun çözme beceresi gelişir.
- Söz konusu atölyelere öğretmen yetiştiren fakülteleri kim kapattı? Bu dersleri kim verecek? Daha da önemlisi giriş sınavlarında ya da bir üst öğretim kurumlarına geçişte bu el becerileri ne kadar dikkate alınıyor?..
. Bizim için önce sağlık gelir dedik ve kontrollü olmaya çalıştık. Verilere baktığımızda, salgının dağılımına baktığımızda kimi zaman çok kaygılandık. Hekimlerin de tavsiyesine uyarak burada gerçekten kapatmamız lazım dedik. Öyle zamanlar oldu, niye açmıyoruz diye istişarelerimiz oldu. Birçok ülke var farklı şekilde, açanlar kapatanlar... Genele baktığımızda Türkiye en çok kapatanlar arasında 4. sırada. Bazı ülkelerde çoğunlukla açık oldu. Bazı ülkelerde de hiç açmadılar.
- Geriye dönüp bakıldığında alınan kararlar doğru mu? Okulların kapanması çare oldu mu? Artıları, eksileri yeterince değerlendirildi mi? Pandemi sonrası koşullar ve özellikle de öğrencilerin psikolojik, fizyolojik sorunlarına yeterince kafa yorulurdu mu?..
. Kızanlar var niye açıp kapatıyorsunuz diye. Ama salgın döneminde kararlar sağlık bakanlığının verileriyle ilgili olarak da değişebiliyor. Burada Milli Eğitim Bakanlığı tek yetkili olarak açılsın ya da kapansın demiyor. Benim görüşüm okulun hep açık olmasından yana ama bazen öyle bir durum oluyor ki bu riske değmez diyoruz.
- Görünen o ki pandemi döneminde MEB’i ciddiye alan pek olmamış!. Peki bu dönemde, MEB tüm koşulları sağladı da Sağlık Bakanlı mı izin vermedi yoksa gerekli koşullar sağlanmadığı İçin mi açılma vizesi verilmedi?
. Vakalarda azalma var 10 binin altına düştü. Tüm verilere baktığımızda olumlu bir gidişat var. Bizim gördüğümüz öncelikli alanlar var. Her zaman köy okullarını 5 gün açmayı tercih ettik. Eksiklerini kapatmak için. İlkokulları da açmayı tercih ettik. Bir de sınav dönemindeki sınıfları açmayı tercih ettik. O sınıfları kapalı tutarsak bazı çocuklar özel ders alacak ama çocuklarımın çoğu yararlanamayacak. Benin çocuklarıma şans vermem lazım.
- Vaka görülmeyen köy okulları baştan beri neden kapalı tutuldu?
İlkokulların kaçına yeni derslik, tuvalet yapıldı? Öğretmenlerden ne kadarı aşı oldu? Sınava girecek öğrencilere sağlanan fırsat eşitliği diğer öğrenciler için de söz konusu değil mi? Kolejler açıkken, devlet okulları kapalı değil miydi?
. Telafi çalışmalarımız var ancak şimdilik akademik telafi olarak görmüyoruz. Akademik konuları biz bir iki sene içinde devirdaime tabi tutarız. Ama asıl problem çocuklar kendilerine yabanlaşmasın. Bütün çalışmalarımız önlemlerimiz önümüzdeki yıl yüz yüze eğitime geçiş üzerine.
- Peki mezun olanların kaybolan zamanlarının, eksik bilgilerinin, yaşanmamış yıllarının telafisi nasıl olacak? Öğrencilerin kendilerine, ailelerine ve en önemlisi de hayata karşı “yabanlaşma”ması için bugüne kadar ne yapıldı? Eylül’e kadar gerekli koşullar sağlanamazsa ne olacak?..
. Bir nesil kaybolmaz, biz velileri, öğrencileri, öğretmenleri yalnız bırakmadık. Neye ihtiyaçları varsa hepsini sağlamaya çalıştık.
- Peki veli, öğrenci ve öğretmenlerimiz de ayrı görüşte mi? Onlara göre de, elden gelen her şey yapıldı mı?
. LGS sınavının tarihinde erteleme söz konusu değil, 6 Haziran'da yapılacak. Biz her türlü tedbiri alarak, kontrollü bir şekilde sınavı yapacağız. Bu sene sınavda çok uzun paragraf soruları olmayacak.
- Sınavların yapılması konusundaki kararlılık, yüz yüze eğitim için de gösterildi mi? Sınavda, uzun paragraf ve dil bilgisi soruları sorulmayacaksa, onların yarattığı boşluk ve ayırt edicilik nasıl sağlanacak?..
