Giriş sınavları, bir üst eğitim kurumlarına geçişte, elbette önemli bir kriter ama yeterli değil. Bu yüzden de, öğrencilerin neredeyse üçte ikisi, okudukları öğretim kurumundan memnun değiller.
İşte bu yüzden velilerin bu konuya çok daha fazla kafa yormaları gerekiyor. Yoksa, başları, ileride, bugünkünden çok daha fazla ağrıyabilir.
Peki okul seçiminde, giriş puanlarının dışında diğer kriterler neler olabilirdi? İşte onlardan bazıları:
. Ne istediğini biliyor olmak. Hedefi belli olan öğrenciler, hem öğrenim hayatında hem de hayatta çok daha başarılı oluyorlar.
. Doğru yönlendirme! Puana ya da popüleriteye göre değil, ilgi ve yeteneğe göre yapılan yönlendirmeler, adaylara yapılacak en büyük iyiliktir.
. Öğrenim ücreti, bursluluk durumu, aileden farklı kentler ve en önemlisi de, olsun da neresi olursa olsun mantığı, üzerinde dikkatle durulması gereken konular.
. Arkadaşlara göre tercih! Arkadaşlarım falanca lise ya da falanca üniversite veya fakülteye gidiyor, ben de oraya gideceğim diyen o kadar çok ki!..
. İsteğe göre değil, iş bulma olasılığına göre yapılan tercihler de, dikkat çeken hatalardan birisi. Pek çok gencimiz, iş bulamam kaygısı ile hiç istemedikleri mesleklere yöneliyor ve ileride derin hayal kırıklıkları yaşıyorlar.
. Tercihlerde ısrarla yapılan hatalardan birisi de, kazanıldığında gidip öğrenim görülmeyecek öğrenim kurumlarının seçilmesi. Bu yüzden kazanıldığında dudak bükülecek lise ya da fakülteler, asla tercih edilmemelidir...
Ayrıca, kişiden kişiye değişen farklı kriterler de söz konusu! Örneğin, düşük ya da yüksek puan geldiğinde, hayallerinden vazgeçerek, çok farklı noktalara yönelip, sonra da derin pişmanlıkların yaşanması gibi...
Siz, siz olun, mutlu olmayacağınız okullara ve mesleklere yönelmeyin!...