Eğitimde en büyük baş ağrımız sınavlar. Çocuklara çocukluğunu, gençlere gençliğini yaşatmıyor, anne babalar için ise maddi, manevi tam bir kabus. “Kalkacak” denildikçe daha da arttı. Öğrencileri kurtaralım derken öğretmenler de o bataklığa çekildi.
Pakı bir ömür boyu kurtulamadığımız bu sınavlar kalkabilir mi?
Seçim vaatleri arasında kaldırılacağına yönelik söylemler var.
Eskiden de vardı ama hâlâ devam ediyor!..
Kaldı ki sınavların varlığı ile yokluğu arasında hiçbir fark kalmadı.
Üniversiteye girişte barajlar tamamen kaldırıldı, öğretmenlik kariyer sınavında ise sorular öylesine basit soruldu ki neredeyse sınava giren herkes başarılı oldu.
Liselere girişte ise tam bir komedi yaşanıyor. Bir milyona yakın öğrenci sınav giriyor ama sınavla öğrenci alan okul sayısı yok denecek kadar az.
Ölçme değerlerdendir tekniği açısından bakıldığında, pedagojik anlamda hiçbirine doğru demek mümkün değil.
Kimseyi memnun etmediğine göre bugünkü haliyle devam etmeleri çok zor. Peki o zaman kaldırılması ya da değiştirilmesi durumunda yerine nasıl bir sistem getirilmeli? İşte bugünden yarına düşünmemiz gereken asıl önemli konu bu!
Eğitim sistemimizi sınav boyunduruğundan kurtarırsak, hem başta devlet, öğrenci, öğretmen ve ebeveynler olmak üzere tüm paydaşları memnun etmiş oluruz hem de raydan çıkan eğitimi, çağın ve geleceğin ihtiyaçlarına göre yeniden dizayn edebiliriz…
Nasıl mı?
Hep birlikte düşünerek, hep birlikte taşın altına elimizi koyarak.
Eğitim günlük siyasi bir mesele değil, geleceği inşa eden adı üstünde “ Milli” bir meseledir!.. Bizim önerilerimizi yarın paylaşacağız, sizlerden de bekliyoruz...
