Temel Liseler Kapandı, Öğrenciler Ortada Kaldı!

Konuyla ilgili değerlendirmelere geçmeden önce, isterseniz gelin, önce, yaşananlara ve gelinen son noktaya, velilerin gözüyle bakalım:

"Öncelikle merhaba. Benim size kardeşim için bir sorum olacak. Kendisi şu anda lise son sınıf öğrencisi ancak okula gidemiyor.

Lise sınavına girdiğinde pek yüksek bir puan alamamış ve Üsküdar'da bir anadolu imam hatip lisesine girmişti. İlk iki yıl burada eğitim gördü ve başarılı bir öğrenciydi. Not ortalamasına göre okuldaki ilk 4 öğrenci içindeydi. Daha sonra çevremizdeki öğrencilerin özel okul tavsiyeleriyle birlikte 11.sınıfta bir temel liseye başladı. Yıl sonunda bu temel lise kapandı. Aile olarak da gerekli maddi desteği sağlayamayacağımız bir döneme girdiğimiz için kardeşimin kaydını eski okuluna aldırmak istedik ancak 11.sınıfta temel lisede okuduğu ve imam hatip lisesinde verilen meslek derslerini görmediği için okula tekrar kayıt yaptıramadı. Tek çare bir anadolu lisesine kayıt yaptırmak olarak gösterildi ancak TEOG puanı yeterli olmadığı için kontenjan olmasına rağmen anadolu liselerine kaydolamıyor. Sonuç olarak birkaç gün önce açık liseye kaydını yaptırdı ve okula gitmeden sınava hazırlanmaya çalışıyor.

Bu süreçte kardeşim Milli Eğitim Bakanlığı'na bir dilekçe ile durumu bildirdi ancak uzun zamandır dilekçesi incelemede. Okulların açılmasına rağmen dilekçesi sonuçlanmadı. Biz daha önce böyle bir durumla karşılaşmadığımız ve bu durumu yaşayan başka birini tanımadığımız için tam olarak başka ne yapabiliriz bilmiyoruz. Bu süreçte defalarca Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne gittik ancak kimse bir şey yapamayacağını söylüyor. Sizce yapmamız gereken başka bir şey, başvuruda bulunmamamız gereken bir kurum var mı? Ya da incelemedeki dilekçe hangi yönde sonuçlanır? Konu hakkında bir tavsiyeniz ya da bilgilendirmeniz olursa çok mutlu oluruz..."

MEB Çözüm Bulmalı!

Yaşananlar gerçekten de üzücü. Bu şekilde ortada kalan ya da farklı nedenlerle açık liseye yönelen öğrenci sayısı hızla artıyor. Bu da zorunlu eğitim çağındaki çocuklarımızın okuldan kopuşlarını hızlandırıyor.
Zorunlu eğitim çağında olup da, açık öğrenime yönelen öğrenci sayısının iki milyon civarında olduğu söyleniyor, buna üniversitelerdeki açık ve uzaktan eğitim yapan öğrencileri de eklediğimizde sayı beş milyonu geçiyor.
İyi mi, kötü mü?
Bu konu üzerinde uzun uzadıya düşünülmesi gerekiyor. Çünkü, açık ve uzaktan öğrenim, daha çok, zamanında eğitim olanağından yoksun kalan ya da ileriki yaşlarda kendisini geliştirmek isteyen yetişkinlere yönelik bir sistemken, biz, bunu, zorunlu eğitime çağına kadar indirdik, o da yetmedi, örgün eğitime alternatif olarak geliştirdik!
Bu da yanlışların ve okuldan kopuşların en önemli nedeni oldu...

Temel liselere gelince: Bu süreç, baştan sona yanlış yönetildi, hala, değişen bir şey yok.
Okullar açılırken olduğu gibi kapatılırken de, tüm ayrıntılar düşünülmeli ve tek öğrencinin bile ortada kalmaması için gerekli düzenlemeler yapılmalıydı.

Nakillerde puan eşitliğinin istenmesi, en doğal olanı, peki o zaman, ekonomik gücü, artık bu yükü taşımaya yetmeyen bu öğrenciler ne olacak?

Bu konuda il ya da ilçe milli eğitim müdürleri isteseler de çözüm bulamazlar, bulsalar da, yeni haksızlıklara yol açılabilir. Bu yüzden, sadece bu öğrencilere yönelik, hakkaniyetli bir çözüm yolu bulunabilir. Bulunmalıdır da...

Yapılan yanlışların, sistem değişikliklerinin ya da eğitimdeki zigzakların faturası, öğrencilere çıkartılmamalı ve teki bile sokakta bırakılmamalıdır...