adscode
adscode

Tercihlerinize Son Şeklini Vermeden Bu Yazıyı Okursanız İyi Olur!

Üniversite sınav sonuçları tam bir felaket diye karalar bağlayanlar var.

aguclu@milliyet.com.tr




Üniversite sınav sonuçları tam bir felaket diye karalar bağlayanlar var.

Peki, geçen yıl TEOG'da 17 bin şampiyon çıktığında, eğitim sistemimiz, çağ mı atlamıştı?

Hayır.

Dahası, sınava giren 2 milyon 230 bin adaydan bir milyonu, tüm soruları yapsaydı, istedikleri yere girebilecekler miydi?

Hadi girdiler diyelim, mezun olduklarında iş bulabilecekler miydi?

Tam da tercih aşamasında, elbette kafaları karıştırmamak gerekir ama önemli olan puanlar ve girdiğiniz fakülteler değil, sizin gelecek için ne kadar hazırlıklı ve kararlı olduğunuzdur.

İyi üniversite, iyi fakülte ya da iyi meslek yoktur, iyi öğrenci vardır ve ne istediğini bilen, kendisine inanan öğrenci, hangi mesleği seçerse seçsin, hayatta kesinlikle başarılı olur.

Puanlar, üniversiteler, meslekler elbette önemli ama her şey değil. Eğer öyle olsaydı, bugün bütün dünyayı, her alanda, sınav şampiyonları yönetirdi!..

İşte bu noktada tercihler çok önemli.

Puanınızın sizi götürdüğü yere değil, ilgi, yetenek ve duygularınızın sizi götürdüğü yere giderseniz, en azından hayatta daha mutlu olursunuz!..

 

Neye göre tercih?

 

Sınavlar bitti, puanlar açıklandı ama adaylar da, aileleri de, hâlâ tedirgin.

Çünkü şimdi de tercihler nedeniyle kafaları karma karışık.

Üstelik ortada yeni bir sistem var ve önlerini göremiyorlar!

Adaylar adeta öneri bombardımanı altındalar.

Okul ve dershaneler başarı yüzdeleri artsın diye, aileler kendi okuyamadıkları bölümlere onlar girsin diye, arkadaşlar da hep beraber daha keyifli olur diye baskının her türlüsünü yapıyorlar.

Adayların kafasındaki en büyük soru işareti ise giderek artan işsizlik oranları!

İşte bu yüzden, pek çoğu, yıllardır hayalini kurdukları mesleklere değil de, iş bulabilecekleri alanlara yöneliyor.

İşte en büyük yanlışı da bu noktada yapıyorlar.

Belki daha iyi bir üniversiteye, daha popüler bir mesleğe yöneliyorlar ama sevmedikleri bir meslekte mutlu ve başarılı olmaları mümkün değil...

İş bulurum diye seçtiğiniz meslekleri, sevmediğinizi anladığınızda da iş, işten çoktan geçmiştir...

Tercihlerinizi yaparken, bugünü değil, beş, on, on beş yıl sonrasını düşünün.

Eğer illa da bir meslekte kararlıysanız, tüm tercihleriniz o yönde olsun.

Türkiye'nin dört bir yanında çok iyi üniversiteler var ve artık işe alınırken, diplomanıza değil donanımınıza bakılıyor!

Yani diplomayla, doktor, mühendis, gazeteci ya da avukat olunmuyor!

 

Üniversite mi meslek mi?

 

En iyi okul ve en iyi meslek hangisi diye sürekli olarak soruyorlar.

Bu konuda tek reçete var.

O da, sizi bir ömür boyu mutlu ve başarılı edecek üniversite ve meslek, en iyi üniversite ve en iyi meslektir.

İşte bu yüzden, popüler olanlara değil, sizi hayallerinizle buluşturacak üniversite ve mesleklere yönelmelisiniz.

Bunun yolu da tercihlerinizi, puan ya da yüzdelik dilimlere göre değil, istek sıranıza göre yapmaktır.

 

Tercihler neden önemli?

 

Üniversiteye giriş maratonunda, hiç kuşkusuz en önemli aşama, tercih süreci, yani önümüzdeki şu bir haftalık dönem.

Geleceğinize, yani hayatınızın bundan sonraki akışına, bir anlamda, bu kısacık sürede alacağınız kararlar yön verecek.

Aldığınız puana göre, en doğru üniversite ve doğru mesleği seçerseniz, gelecek yıl tekrar sınava girme gereği duymayacağınız gibi, keyifli bir öğrencilik dönemi yaşayıp, mezun olduktan sonra da gidip farklı alanlarda çalışmak zorunda kalmazsınız.

Peki, bunu nasıl gerçekleştirirsiniz?

Tercih sıralamasında dikkat etmeniz gereken en önemli ayrıntılar neler?

İşte sizi tercih kurbanları kervanına katılmaktan kurtaracak en önemli ip uçlarından bazıları!..

 

Nasıl bir sıralama?

 

* Hayallerinize ya da beklentilere göre değil, puanınıza göre arayış içerisine girin!

* Tercih sıralamasına almayı düşündüğünüz üniversiteleri enine boyuna araştırın, gerekirse, uzak yakın demeden mutlaka gidip görün.

* Meslek seçimi konusunda kararsız kalmayın. Geleceğinize yön verecek mesleği kesin olarak belirlemeden sıralama aşamasına gelmeyin.

* Gitmeyi düşündüğünüz illeri öncelikle belirleyin. Özellikle de sosyal yaşamına dikkat edin!

* Ailenizin bulunduğu ilden başka bir ilde okumak istiyorsanız, barınma sorununu kafanızda çözüme kavuşturmadan o illeri listeye almayın.

* Seçeceğiniz mesleğin, sadece bugününü değil yarınını da düşünmeden kesin karar vermeyin.

* Üniversite mi yoksa meslek mi? sorusunun cevabını bir kez daha düşünün! Üniversite 4 yıl, meslek ise bir ömür! Bunu sakın aklınızdan çıkarmayın.

* Kazandığınızda gidip öğrenim görmeyeceğiniz bölümleri kesinlikle listeye almayın.

* Mezun olduktan sonra gidip o işi yapmayacaksanız o mesleğe yönelmeyin.

* Aklınızda başka bir meslek varken popüler ya da iş garantisi var diye hayallerinizi çöpe atmayın!

* Tercih sıralamasını puana ya da yüzdelik dilime göre değil, istek sıranıza göre yapın.

* İlle de tıp, mühendislik, hukuk ya da öğretmenlik diyorsanız, tercihlerinizin tümü o yönde olsun. Örneğin hukuk hayali kuruyorsanız 24 tercihiz de hukuk olmalı.

* Büyük kentlere takılıp kalmayın. Anadolu'nun dört bir yanında çok iyi üniversiteler var. Onları da mutlaka araştırın. Hatta puanınız oraya yetiyorsa, kalkın gidin.

* Çift anadal ve Erasmus gibi olanakları var mı, mutlaka o gözle de bakın.

* Okul ya da kursların, kendi başarı oranlarını yüksek tutturabilmek için sizi çok istemediğiniz bölümlere yönlendirmelerine müsaade etmeyin.

* Hazırlık sınıfında yıl kaybetmek istemiyorsanız, önümüzdeki birkaç ayı, yoğun bir şekilde İngilizceye ayırın...

 

Devlet mi vakıf mı?

 

* Ekonomik durumunuz el veriyorsa, çocuğunuzu, devlet üniversitesinde, sıradan bir bölümde okumaktansa, vakıf üniversitelerinde istediği bir bölümde okutmalısınız. Çünkü onlara bırakılacak en iyi miras eğitimdir…

* Farklı kentlerde yapacağınız masraf ile ailenizin yanında kaldığınızda vakıf üniversitesine ödeyeceğiniz ücret eşit ve çocuğunuz kalmak istiyorsa, bırakın kalsın…

* Vakıf üniversitelerinin burs koşullarını mutlaka araştırın. Sadece öğrenim bursu ile yetinmeyip barınmadan cep harçlığına diğer konularda da ısrarcı olun.

Duyduğunuza değil, gördüğünüze inanın.

Bu süreçte öylesine bilgi bombardımanı altında olacaksınız ki, bazen doğrular, yanlışlar birbirine karışacak. Doğruyu bulmakta zorlanacaksınız.

Abartıya kaçanların yaratacağı bilgi kirliliği gözünüzü karartmamalı, çünkü söz konusu olan geleceğiniz. Sormadan, soruşturmadan, şehir efsanelerine göre hareket etmeyin.

 

Geleceğinizi, siz ciddiye almazsanız, kimse almaz, bunu sakın unutmayın!..


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
Zaman yönetimi!
Köy Enstitüleri???
Yarına hazır mıyız?