Üniversiteli Olmaya Hazır mısınız?

Tercih dönemi, bir şampiyon ve anne, babası geldi, uzun uzun sohbet ettik.
Nası olsa her yere giriyorlar ya, hem üniversite hem de meslek konusunda, kafaları karma karışıktı.
Sürekli karar değiştiriyorlardı.
Her ne kadar şampiyon olsanız da, siz henüz üniversiteye hazır değilsiniz, bir yıl bekleseniz iyi olur dedim.
Ağladılar.
Amacım, elbette onları ağlatmak değildi.
Hatta tam aksine olabildiğince mutlu olmalarını ve şampiyonluğun keyfini yaşamalarını sağlamaktı.
Ama şunu çok iyi biliyordum ki, hangi üniversiteye giderlerse gitsinler, hangi mesleği seçerlerse seçsinler, akılları, gitmedikleri üniversite ve seçmedikleri meslekte kalacaktı.
Bunu da anlatmaya çalıştım ama nafile.
Şimdi neredeler, mutlular mı hiç bilmiyorum...
Peki sorun neden ve kimden kaynaklanıyor?
Tek suçlu, şampiyon öğrenci ve ailesi mi?
Kesinlikle hayır.
En başta mezun olduğu lise ve gittiği Dersane ya da kurşun bu konudaki sorumsuzluğu akıllara ziyan.
Çocuklarımızı yarış atı gibi yetiştirip, onun ötesine geçiremiyorlar.
Örneğin meslek ve üniversite tanıtımı konusunda yeterince bilgilendirmiyorlar.
Çünkü onların asıl amaçlı skor!
Yani ne kadar çok öğrencisi üniversiteli olursa, o kadar hava atıyor, yeni kayıtlarda, velilerin gözünün içine sokuyorlar.
Peki ya sonrası?
Zerre kadar umurlarında değil!
Olsa böyle davranırlar mı?..
Anne, babalara gelince, çocuklarını en iyi onlar tanıması gerekirken, bu konuda yeterince çaba harcamıyorlar.
Doğru örnekler, elbette istisna ama üniversiteyi kazandığı halde yeniden sınava giren yüzbinlerce öğrencinin bulunması, yol haritamızın yanlışlığını çok net ortaya koyuyor.
İşte bu yüzden, başvuranların başladığı şu günden itibaren, testlere olduğu kadar, sizi mutlu edecek üniversite ve meslekler konusuna da biraz kafa yorarsanız, çok iyi olur.
Tercihleri, son dakikaya bırakmak, çocuklarınıza ya da kendinize yapacağınız en büyük kötülüktür...