adscode
adscode

Yabancı Dil Eğitimi de Çökmek Üzere!..

Eğitimde ciddi sorunlarımız var ama hiç birisi çözülmeyecek gibi değil. Minik dokunuşlara, mükemmel sonuçlar alınabilir. Bunu, daha önce başardık yine başarabiliriz. Örneğin, Anadolu'nun en ücra köşesindeki, en fukara öğrencilere de yabancı dil öğretebiliyorduk, şimdi kentlerdekiler de öğretemiyoruz.Peki ama neden?..

aguclu@milliyet.com.tr




Yabancı dil konusu, Türk eğitim sisteminin en tartışmalı konularından birisi.
Yıllarca, yabancı dille eğitim mi, yoksa yabancı dil destekli eğitim mi tartışmaları yaptık içinden çıkamadık.
Basamaklı kur, süper lise gibi çok farklı sistemler denedik, elimize yüzümüze bulaştırdık.
Anadolu liseleri gibi mükemmel işleyen bir sisteme sahipken onu da çökerttik.
Çok az lise dışında hazırlık sınıflarını kaldırıp, bazı derslerin yabancı dille yapılmasına son verdik. Daha da vahi mi, her okula anadolu lisesi tabelası astık, o da yetmedi, okullarımızı nitelikli, niteliksiz diye ayırdık, daha da beteri olmaz derken, sınavla öğrenci alan, almayan diye liseler diye okullarımızı iyice ayrıştırdık.

Yabancı dille eğitim konusunda, tam bir kaos hakim ve düzeltme konusunda maalesef hiç bir çaba yok!..

Örneğin Dil Sınıfları yok oldu gibi, mezun olanların da üniversiteye girme şansı yerlerde sürünüyor. Ders kitapları hala rant kapısı. Bir asırdır çocuklarımız için kendi kültürümüzle, kendi müfredat programlarımızla yoğrulmuş, evrensel değerlere sahip bir ders kitabı ve bir müfredat programı hala hazırlayamadık.
İngilizce dışındaki yabancı dilleri adeta yok ettik..

Bu konuda, öğretmen, öğrenci ve velilerimiz çok dertli ve bugün gelin sözü, yabancı dil öğretimi konusuna çok uzun yıllarını veren bir öğretmenimizden dinleyelim:

Başarımız Düştü

"Abbas bey neden ingilzce dersini reden gündeme getirmiyorsunuz.
İng dersi önemsiz mi?
Bizler TYT sınavında sorulmuyor diye 10. Sınıftan sonra neredeyse hiç bir şey anlatamıyoruz.
Öğrenci haklı olarak 'hocam sınavda çıkmıyor, neden bu kadar üstümüze geliyorsunuz?' diye bize soruyorlar.
Alan seçimleri 10.sınıfın sonuna alındı.
Bu da bizim dil sınıflarındaki başarı yüzdemizi oldukça düşürdü.
Tüm bunlar yetmiyormuş gibi sınıf ve öğretmen yetersizliği gerekçe gösterilerek EA veya bazen de Sayısal sınıflarla 'Ortak ingilizce derslerini' birlikte yapmamız bekleniyor.
İlgilenirseniz memnun oluruz..."

Hocamız, bir de "Daha anlatılacak o kadar çok şey var ki isterseniz yazarım." Diye bir not düşmüş, tabi ki ilgileniriz, gönderin dedik ve aşağıdaki çok önemli ayrıntıları gönderdi:



Öğrenmek için Değil
Sınav İçin Eğitim!

"Abbas Bey,
Ben 31 yıldır MEB' de çalışıyorum.
Bununu 21 yılını çoğunlukla dil sınıflarına girdim.
Yani üniversiteye öğrenci hazırlıyorum.
Arada bazı yıllar dil sınıfım olmadı. Ancak toplamda bu kadar süre dil sınıfı üzerine çalışan başka birisi var mı, bilmiyorum.

Sizin yazılarınızı yıllardır takip ederim. Eğitime çok katkınız olduğunu bilmenizi isterim.

Eski sistemde 0.24 katsayısı varken Süperliselerde çalışıyordum. Öğrencilerim 100 sorunun doksanını bile yapsalar katsayı nedeniyle istedikleri üniversiteye gidemezlerdi.
 Şimdi ise sayısalcılara sağlanan avantajlar  yüzünden yine istedikleri bölüm veya üniversiteye gidemiyorlar.

Dil sınıfları son yıllarda anlamını tamamen yitirdi. Aslında sadece Y. Dil alanı değil Eşit Ağırlık da değerinden çok şey kaybedenlerden.

Neden?
Çünkü:
1. Eskiden dil sınıfına hazırlık eğitimi sonrası öğrenci seçerdik. Öğrenci temel seviyede bir eğitim alırdı. Dört temel yeteneği (Dinleme konuşma, yazma - okuma) belirli bir düzeyde bize gelirdi. Şimdi o yok.

2. Bakanlık zorunlu  lise eğitimini dört yıla çıkardı. Y. Dil ders saati toplamında kayıp yok dese de bu doğru değil. Ders sayımız ciddi anlamda düştü. Bu da başarımızı olumsuz etkiledi. YDS Türkiye ortalaması 23-24 lere kadar düştü.

3. Y. Dil öğretiminde bakanlık bize doğru düzgün bir ders kitabi göndermiyor, bizim seçmemize de izin vermiyor. Bundan daha önemlisi öğrencilerimize kaynak önermemize kadar müdahale ediyor. Kendi gönderdiği ders kitaplarına da sahip çıkmıyor. İyi olmadığını bakanlık da fark ediyor ki her sene değiştiriyor.

4. Alan seçimini eskiden 9.sınıfın sonunda yapardık. Şimdi 10.sınıfın sonunda yapıyoruz. Bu da Y. Dil ders saati toplamını ve buna bağlı olarak YDS ortalamasını düşüren diğer bir etmen.

5. And Liselerinde sınıfta toplam 24 öğrenci vardı. Şimdi 38-40 a kadar çıktı. Dil sınıfları zaten pek çok okulda 5-10 öğrenci tarafından tercih ediliyor. İdareler de öğrenci sayınız az diye 11.sınıflarda bazen EA bazen de Sayısal sınıflarla ORTAK İNG DERSİNİ birlikte yapın diyor. Sayısal veya EA öğrencilerinin ne düzeyleri aynı. Ne de derse ilgi düzeyleri veya hazırbulunuşluluklar aynı. Yani 11.sınıflarda Ortak matematik dersinin sayısal ve dil sınıfı öğrencilerinin ortak yapması gibi bir acaip durumumuz var.

6. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi geçen sene Türkiye genelinde sayısal öğrencileri dil sınavına da girmeye başladılar. TYT sınavından matematik ve sayısal dan yaptıkları doğruların getridiği ek puanla dil öğrencileri geçmeye başladılar. Örneğin geçen seneki sınavda bir öğrencim 70 Y.Dil netiyle ancak 12 binici olablirken, fen lisesinden bir öğrenci 45-50 netle bizim öğrencilerden çok daha iyi derece yapabilmekte. Bu çok büyük bir adaletsizlik. Eskiden katsayının çok yüksek olması nedeniyle itiraz ederdik. Şimdi ise sayısalcılara sağlanan avantajlardan itiraz ediyoruz.

7. Liselere Geçiş Sınavında ingilizce sorusunun sorulması kısmen orta okullarda Y. Dil dersine olan ilgiyi (zorunlu da olsa) artırdı. Bize eskiye oranla daha dolu öğrenci gelmeye başladı. Aynı uygulamayı TYT sınavında neden yapmaz devlet. TYT sınavında soru olmadığından  http://11.ve 12.sınıflarda ders yapamıyoruz. Öğrenci bize ğretmenimY.Dil  sınavda sorulmuyor neden bizi serbest bırakmıyorsunuz diye baskı yapıyor. Bıraksak nasıl ölçme /sınav yapacağız. Bırakmasak üniversite için ciddi çalışan öğrencilrrinizin zamanını aldığınızı düşünüyorsunuz. İki arada bir derede kalıyoruz.

8. Ders kitabı ve kaynak seçimi başlı başına bir sorun. Yabancı yayınların drrs kitapları bizim yayınlardan çok daha iyi. Eminim bunu bakanlık da biliyor. Ancak ders kitabı seçimini öğretmenine güvenmediğinden kendileri yapıyor. Ama her sene bize bu kitap okutulacak dediği kitabı gelecek sene çöpe atıyor. Bakanlık okul türlerine uygun kitap seçimi yapmıyor. Endüstri Meslek Liselerinin Ayakkabıcılık bölümüyle Turizm liselerinin Servis bölümünün ders kitabı aynı olabiliyor. Komisyonlar kurarak kitap yazımı denendi yıllarca. Olmadı. Akıllı tahtalara uygun, interaktif kaynaklar üretemedik bir türlü. Bu işi devlet yabancı yayın kuruluşlarıyla görüşüp bizim istediğimiz müfredata uygun ders kitabını, tüm okul türlerini göz önünde bulundurarak yapabilir. Yıllarca da aynı kaynağı kullanabiliriz. Bu çok mu zor?

Sayın Güçlü bu  duyarlılığınız tüm zümre arkadaşlarım adına çok teşekkür ediyorum.
AA

 Atatürk And. Lis. İng. Öğr.

Saygılarımla


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

Etiketler :
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)