Milyonlarca aile, doğru bir lise, doğru bir üniversite ve doğru bir gelecek için hummalı bir hazırlık döneminin içerisine girdi.
Çocuklarıyla birlikte onlar da bu yarışın her türlü çilesini çekecek ama yine de çok tedirginler. Haksız da sayılmazlar, çünkü, en iyi öğrenciler bile istedikleri üniversiteye, istedikleri fakültelere giremiyor! Girip mezun olsalar bile işsizler kervanına katılmanın ötesine geçemiyorlar.
İşsizlik sıralamasının en tepesinde maalesef üniversite mezunları var!
Yüz binlerce kontenjanın boş kalması, ÖSYM’nin resmi rakamları açıklamaktan kaçınması bu yüzden! Bu süreçte olası bir hata yaparak mutsuz olmak istemiyorlar!..
Peki o zaman hangi meslek, doğru meslek?
Herkes mesleğine sahip çıksaydı, böylesi bir diploma enflasyonu yaşanır mıydı?
Yüz binlerce diplomalı işsizin olduğu alanlara hala onbinlerce yeni kontenjan verilir miydi?
Politik baskılarla, bakkal dükkanı açar gibi her yere üniversite açılır mıydı?..
Her 10 yılda bir geleceğin meslekleri listesi yenilenir. Bilgisayar, Endüstri, Çevre, Mekatronik mühendislikleri, uzay bilimleri bunlardan bazıları. Şimdi hiçbirisi kontenjanının yarısını bile dolduramıyor! İşte bu konuda gelen mesajlardan sadece birkaçı:
. “Geleceğin mesleği, 90’lı yılların sonunda da çevre mühendisliğiydi. Öyle deniliyordu. 20 yıldır, hala o günü bekliyoruz…”
. “Geleceğin mesleklerinden mezun olursunuz, belli bir süre beklersiniz sonra iş bulma kurumuna başvurursunuz. Sonuç işsiz olursunuz. Ve dönersiniz akademik personel olursunuz. Bu süreç bu şekilde devam eder gider…”
.’’Bu listeye bakınca asker, polis, bekci olabilmek için sıraya girecek insanlar görüyorum, KPSS kurslarında epey vakitleri geçecek”.
Ve işte en can alıcı soru: Bu noktaya nasıl geldik?..
