Yeni Mağdurlar Yaratılmamalı!

Atama bekleyen öğretmen de şikayetçi, öğretmenler odasında, aynı okulda, aynı sınıfta, aynı derse giren ama ikinci sınıf öğretmen muamelesi gören sözleşmeli, ücretli öğretmenler de şikayetçi.
Atanmış kadrolu öğretmenlere de, hiç kimse tuzu kuru gözüyle bakmasın onların da derdi çok. Maaşlardan özlük haklara, ders kitaplarından yardımcı ders kitaplarına, okul yönetimlerinden psikolojik baskılara kadar hemen hepsi dertli...

Öğrenciler ise kendilerini adete bir sınav kölesi gibi görüyorlar.
Çocuklar çocukluğunu, gençler gençliğini yaşayamıyor ama yine de istedikleri okullara giremiyor, hayallerini gerçeğe dönüştüremiyorlar.
Heyecanları giderek köreliyor ama nedense hala bunu gören yok!
Yüzbinlerce boş kontenjan bile Ankara’yı kendine getiremedi!.

Veliler ise sistem şaşkını.
Söylenenler ile yapılanlar arasında hangisi doğru, kafaları karma karışık.

Eğitim yatırımcıları ise zincir okullardan butik okullara kadar tedirgin mi tedirginler.
Önlerini göremiyorlar.
Yarın endişesi yaşıyorlar.

Peki durum o kadar da vahim mi?
Hayır.
Tam aksine artılarımız, eksilerimizden çok daha fazla ama anlatımda, paylaşımda, yol haritası çizmede eksikler var.

Eğitimde aylt yapı tamamlandı ama üst yapı bir türlü tamamlanmıyor.
Dikine değil yatay bir süreç söz konusu!
Tuğlaları üst üst değil yan yana diziyoruz ve dışarıdan bakıldığında hiç yol alınmıyor algısı var.

İşt bu yüzden 15 Ekim çok önemli.

Örneğin temel liseler ne olacak?
Sınav kandırmacası ya da dayatması yine devam edecek mi?
Tüm öğrencileri üniversite önüne yığmaya ve umut tacirliği devam edeceğimiz mi?
Meslek liselerine önem verilecek mi?
Çeşit çeşit öğretmen uygulamasına son verilecek mi?
Parçalanmış öğretmen aileleri birleştirilecek mi?
Yardımcı ders kitabına ihtiyaç ortadan kaldırılacak mı?
Liseler 4 yıldan 3 yıla indirilip, okul öncesi zorunlu hale getirilecek mi?
Ortak değerlerimize yeniden önem verilecek mi?
Ezberci ve testçi eğitime son verilip öğrenmeye dayalı eğitime geçilecek mi?..

Daha yüzlerce soru sıralayabiliriz ve hemen hepsi de çok önemli.
Bu sorunları tespit ve çözüm için aylara, yıllara gerek gerek yok.

Eğer istenirse eğitimde umutlar yeniden yeşerir ve bunu, ülke olarak artık ivedilikle istiyoruz...

Haydi MEB, bu kez bizi yanılt ve bir kez de olsa sorun değil, çözüm üret!..