Üniversite öğrencilerinin ve ailelerinin merakla cevap aradığı bir konuda YÖK’ün insiyatif kullanması, “biraz geç kalmadılar mı?” diyenler olsa da doğru bir adım.
YÖK’ yapılan açıklamaya göre, Sağlık Bakanlığı’na gönderilen yazıda, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) küresel salgını ile mücadele kapsamında başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere Sağlık Bakanlığı ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca alınması gereken tedbirlere ilişkin çeşitli düzenlemeler yapılarak uygulamaya konulduğu belirtildi.
Yazıda, YÖK tarafından, küresel salgın nedeniyle yükseköğretim kurumlarının 2020-2021 eğitim ve öğretim takvimlerini 1 Ekim 2020 tarihinden itibaren başlatılmasına karar verilerek örgün eğitim müfredatının, yüzde 40'a kadarının uzaktan ve dijital öğretim yöntemleriyle yapılabilmesi ve karma öğretim uygulayabilmeleri için üniversitelere geniş bir alan bırakıldığı hatırlatıldı.
YÖK'ün yazısında, "Sağlık Bakanlığının tedbir maksatlı yönlendirmeleri önem arz ettiğinden yükseköğretim kurumlarında 2020-2021 bahar döneminde yüz yüze öğretime geçilmesi konusuna ilişkin görüşün acil olarak bildirilmesi" istendi.
Şimdi Ne Olur?
Sağlık Bakanlığı , MEB’le olduğu gibi YÖK’le de mevcut durumu ve olasılıkları paylaşıp, son sözü kendilerinin vermesini isteyecektir.
YÖK de, bu tavsiyeleri aynen üniversitelere iletecek ve son sözü tıpkı Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı gibi topu üniversitelere atacak ve bu yöndeki kararı, her üniversitenin kendisinin vermesi gerektiğini hatırlatacaktır.
Üniversitelerden bazıları, özellikle de vakıf üniversiteleri, bu karara sıcak bakabilir, çünkü aldıkları ücretin karşılığını bir şekilde vermek isteyeceklerdir.
Bazıları ise ise sorumluluk ve risk almaktan imtina ederek, yüz yüze eğitim için bir süre daha beklemeyi tercih edecektir.
Sorunun sadece yüz yüze derslere başlamak değil, barınma, ulaşım, yemek ve daha pek çok alanda risk taşıdığını bilmeyen yok gibi. Peki o alanlarda bir iyileşme oldu mu? Tüm üniversiteler adına konuşmak yanıltıcı olabilir.
Peki aşılama çalışmalarında, üniversite Hocalarına ve diğer çalışanlarına bir öncelik verilecek mi? Bu konuda YÖK’ün talebi vardı ama hala bir geri dönüş yok!
Kısmı ve kademeli bir geçiş sanki en doğru olanı!
Her gün değil ama bazı günlerde ve uygulamalı derslere öncelik verilerek, seyrekleştirilmiş bir ara geçiş, ihtiyaçların görülmesi ve giderilmesi konusunda, eğer çok dikkatli olunursa belki yararlı olabilir!.
Mutasyona uğramış yeni virüs riski varken, böylesi bir dönemde, karar vermek hiç de kolay değil ama bir şeyler de yapmak gerekiyor. Bakalım bu ne olacak?..
Sağlık Bakanlığı’nın bu yöndeki kararını merakla bekliyoruz, umarız, gençlerimiz, üniversitelerimiz ve ülkemiz için en hayırlı ve en doğru olanı olur...
