adscode
adscode

12 Üniversitede Rektörlük Seçimi!

12 Kamu üniversitesinde görev süresi dolan ve milletvekili olmak için istifa eden rektörlerin yerine seçimler yapıldı.

alaaddindincer@egitimajansi.com




Mart ayının ilk günlerinden bu yana kamu üniversitelerinde rektörlük seçimleri yapılmaktadır.12 Kamu üniversitesinde görev süresi dolan ve milletvekili olmak için istifa eden rektörlerin yerine seçimler yapıldı. Seçim yapılan 12 üniversitede ilk 6 sıraya konulacak aday bulmakta zorlanıldığını görmekteyiz. Üniversitelerde çok sayıda aday çıkmamış olmasına, atanacak adayların büyük oranda kim olacağının daha baştan bilinmesi ve “Seçim yapılmış olsa da biz atanmayız” algısı neden olmaktadır.
 
Atamalarda, bundan önceki yıllarda yapılan atama örneklerinde gördüğümüz gibi adayların seçimlerde aldığı oylar, bilime yaptığı katkılar ve üniversiteyi geliştirme perspektifine sahip olup olmadıklarından çok, dünya görüşü ve siyasi iktidarın yerel ve genel örgütleriyle ne kadar iç içe olduğu, desteğini arkasına aldığı gerçeği belirleyici olacaktır. O nedenle atamalarda esas alınması gereken evrensel değerlerden olan çoğulculuk, cinsiyet eşitliği, katılımcılık, demokrasi, özgürlük ve nitelikli bilim hizmeti görmezden gelinebilmektedir.
 
İktidarların icazetine ve himmetine dayanan yönetsel anlayışların üniversitelerde hiçbir ilerleme sağlayamadığı bugün üniversitelerin içinde bulunduğu durumdan daha iyi anlaşılmaktadır. Pek çoğu yüksek okul düzeyinde öğretim yapan fakülteler ile yüksek lise düzeyinde öğretim yapan yüksekokullardan oluşan üniversitelerde her yönüyle çok ciddi sorunlar ve ayrımcılık uygulamaları yaşanmaktadır.
 
Üniversitenin %42’sini oluşturan kadın akademisyenlerin yönetim organlarında temsilinde yaşanan eşitsizlikler ayrımcılığın başında gelmektedir.  Mart ayında 12 üniversitede yapılan rektörlük seçimlerinde YÖK’e sunulan 72 aday arasında kadınların sayısının sadece 4 olması erkek egemen cinsiyetçi tablonun en açık göstergesidir. Geçtiğimiz günlerde YÖK’ün Cumhurbaşkanına sunduğu 8 üniversiteden 24 adayın arasında kadınların bulunmaması durumun vahametini daha net ortaya koymaktadır.Taşra üniversiteleri bir yana merkez üniversitelerde bile (İstanbul Üniversitesi örneğinde olduğu gibi) kadın adayların çıkmaması üzerinde durulması gereken önemli bir sorun olarak görülmelidir.
 
Ayrıca üniversitelerde yapılan seçimlerde en yüksek oyu alan adayın YÖK’te yeniden değerlendirilerek sıralamanın değiştirilmesi ya da Cumhurbaşkanın en yüksek oyu alan adayı atayıp atamayacağı örneğini İstanbul Üniversitesi sonuçlarında bir kez daha test etmiş olacağız. Aslında bu bir bakıma “milli iradeye” saygının, uyup umama samimiyetinin ve sınırlarının da test edilmesi anlamına gelmektedir. Diğer rakiplerine açık ara fark atan Sayın Raşit Tükel’in “ama” ve “ancak” gerekçelerinin arkasına gizlenilmeden mutlaka atanması gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
 
Sonuç olarak; üniversitelerin evrensel kabulleri arasında yer alan temel değerlerin yaşam bulması, korunması ve geliştirilmesi öncelikle cinsiyet eşitliği ve farklı cinsel kimliklerin varlığının kabulünü esas almaktadır. Bu anlayışı benimsemeyen yaklaşımlar üniversitelerde ve toplumda yenilenmeyi, değişimi ve ilerlemeyi sağlamaları olanaklı olmayacaktır.
                                                                                          14 Mart 2015 Alaaddin Dinçer/Eğitimci
 
                                                                   
  

Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)