adscode
adscode

Açıklanan Ortaöğretime Geçiş Modelinin Güçlü ve Zayıf Yönleri

TEOG yerine getirilen yeni ortaöğretime geçiş modelinin açıklanmasıyla birlikte kamuoyunda özellikle sosyal medyada büyük tartışmalar yaşanmaya başladı.

alaaddindincer@egitimajansi.com




Detayları netleşmemekle beraber açıklanan modele ilişkin ilk planda söylenebilecekleri modelin güçlü ve zayıf yönleri başlığında sıraladığımızda zayıf yönlerinin daha çok olduğunu görmekteyiz. Bu yeni modelin ardından Eğitim Bölgelerini düzenleyen yönergenin güncellenerek yeniden düzenlenmesi ihtiyacının doğduğunu ifade etmeliyim.

Yeni modelin güçlü yönleri;

*Adrese en yakın okula tercih yapılacak olması 8.sınıf öğrencilerinin büyük bir bölümü ile onların velilerinin yaşadığı sınav stresini ortadan kaldıracak olması,

*Uzun vadede sınavsız geçişin gerçekleşeceğinin açıklanması,

*Soruların müfredata odaklanması,

*Kaynaştırma öğrencileri ile başarılı öğrencilerin bir arada öğrenme öğretme sürecine dahil edilmesi,

*Öğrencilerin ikametlerine yakın olan liseye gidecek olmasının yarattığı avantajlar ve rahatlık. Örneğin, servis çilesinin en azından bu öğrenciler için bitmesi,

*Haziranda yapılması öngörülen sınava girişin isteğe bağlanması.

Yeni modelin zayıf yönleri;

*Okul notları ile okul içi ve dışı etkinliklere katılım notlarının ortalamaya ve geçiş sürecine olan etkisinin kaldırılması, bu nedenden dolayı okullarda yapılan ölçme ve değerlendirmeler ile öğretmene duyulan güvensizlik,

*Öğrenci oranı yüzde on, okul sayısı altı yüz olarak ifade edilen kontenjana girebilmek için yapılacak sınava hazırlanacaklar bakımından, sınava hazırlık maliyetinin devam etmesi, yaşanacak “rekabet ve yarışın” daha yoğunlaşması,

*Adrese yakın bölgelerde tercih yapmaya yeterli lise çeşitliliğinin bütün eğitim bölgelerinde eşit olmaması,

*Sınavla girilecek liselerin Bakan tarafından “nitelikli liseler” olarak açıklanmasının diğer liselerin niteliksiz olduğu algısının pekişmesine yaptığı katkı,

*”Niteliksiz” olduğu var sayılan liseler arsında bile kategorik olarak; ikili öğretim ve kalabalık sınıflar ile alt yapı, öğretmen eksikliği, araç gereç ve donatı yetersizliklerinin yarattığı eşitsizlikler,

*Yaptığı beş tercihte ya da iki tercihte ayrılan okul kontenjanlarında kendine yer bulmayanların veya hiç tercih yapmayanların ne olacağının bilinmemesi,

*Haziranda yapılacak sınav sonuçlarına göre öğrenci alacak olan okulların kontenjanlarında oluşacak artışların bu okullarda yığılmaya neden olma potansiyelinin varlığı.

Sonuç olarak, getirilen her yeni geçiş modeli beraberinde yeni sorunlar yaratmaktadır. Bu geçiş modelinin de beraberinde pek çok sorun yaratacağı öngörülmektedir. O nedenle zaman kaybetmeden olası sorunların yaşanmasının önüne geçecek önlemler alınması yararlı olacaktır. Ayrıca okulların yüzde on mertebesinde nitelikli olduğu geriye kalanların niteliksiz olduğu algısı yaratan açıklamalardan kaçınılması gerekmektedir. Toplumun arzusu bütün okulların eğitim, öğretme ve öğrenme süreci bakımından eşit niteliğe kavuşmasıdır. Bu tahayyül gerçekleşmediği sürece okullar arasında asgari ölçülerde bir denge oluşturulamayacaktır. Adrese dayalı tercih modelinin bir tür iç göçe yol açmaması en büyük dileğimiz. Çünkü veliler daha iyi olduğu “reklam” ve var sayımına dayalı olarak bu okullara yakın adreslere taşınmanın yollarını arayacak, bu durumda ailelere ek külfet getirecektir. Bu sürecin dikkat edilmesi gereken hususlarından en önemlisi okullar arasında herhangi bir önceliğe ve ayrımcılığa yol açacak tutumlardan kaçınmaktır. Bu yapılmadığı sürece yurttaşların bir bölümünde oluşmuş olan kaygıları gidermek mümkün olmayacaktır. 


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)