adscode
adscode

TEOG Yerleştirmeleri Adaletsizliklere Meydan Vermemelidir!

Eğitim Bakanı Sayın Avcı’nın Açıklamaları Üzerine!

alaaddindincer@egitimajansi.com




Sayın Bakan basınla son yaptığı toplantıda güncel olan ve yüz binlerce öğretmen ile milyonlarca öğrenci ve veliyi ilgilendiren 3 önemli konuda açıklamalarda bulundu. Bu konular;  TEOG Yerleştirmeleri, Dershanelerin dönüşümü ve 4 yıldan fazla yöneticilik görevi yapan okul yöneticiliklerinin durumu.

TEOG Yerleştirmeleri Adaletsizliklere Meydan Vermemelidir!

TEOG Sonuçlarına göre yerleştirmelerde en önemli husus okullar arasında adaletli dağılım ve okulların alt yapı sorunlarında odaklanmaktadır. Açık liseye hiçbir öğrencinin gidişine meydan vermeyecek bir yerleştirme yapılmalıdır. Okul terklerinin en yoğun yaşandığı sınıf olan 9.sınıf bu noktada dikkatle izlenmesi ve ele alınması gereken bir sınıf olarak görülmelidir.

Özellikle ortak derslerin bütünlüklü işlenişi, okullar arasında yaşanan ayrışmalar ve öğretmen açıkları geçiş sürecinin düzenlenmesine yönelik üzerinde önemle durulması gereken konulardır. Ayrıca çocukların okul tercihlerinde sadece 6 dersin sınav sonuçlarına bakmak yeterli olmayacaktır. Tercihler yapılırken okullar açık tutulmalı, öğrencilerin rehberlik desteği almalarına fırsat verilmelidir.

Yeni Düzenleme Kadrolaşma Amaçlı Kullanılmamalıdır!

Dershaneler Kanunun içine son dakikada MEB mavilerinde hazırlanarak yerleştirilen bu madde on binlerce eğitim emekçisini mağdur edecek gibi görünmektedir. Sayın Bakan her ne kadar “haksızlıklara meydan verilmeyeceğini” ifade etse de biz bunun kadrolaşma amaçlı olarak değerlendirileceğini biliyoruz. Geçmişte yaşanan mülakatla idareci görevlendirme örnekleri bu durumun somut kanıtlarıdır.

17 Aralık Yolsuzluk operasyonları ardından akıllara gelen düzenleme AKP’nin yandaşı olan sendikanın üyesi olmayan tüm yöneticileri tasfiye etmeyi amaçlayan bir niyet taşımaktadır. Söz konusu sendikanın bürolarında aylardır hazırlanmakta olan listeler böyle bir sonuca ulaşmamıza neden olmaktadır. Oysa kamusal alan olan eğitim her kesimi ilgilendirmektedir. Okullar ise hepimizin ortak kamusal hizmetin yürütüldüğü kurumlardır. Bu alanın yönetim kadrolarını sadece kendi yandaşlarımla dolduracağım demek temel insan haklarına aykırı bir durum oluşturmaktadır.

Kadınların yönetimlerde görevlendirilmelerine yönelik mutlaka pozitif ayrımcılık ilkesi uygulanmalıdır. İdareciler doğrudan demokrasi ilkesi işletilerek bileşenler tarafından seçimle belirlenmelidir.Müdürlerin yardımcılarını kendilerinin seçmesi gibi tarafgir,sübjektif niyetler taşıyabilecek anti demokratik uygulamalardan kesinlikle vazgeçilmelidir.

Okul Yöneticilerinin Görev Sürelerinin Dağılımı

25.885 okul müdürü, 5.849 Müdür Başyardımcısı,43.181 Müdür Yardımcısı, Toplamda 73.850 yöneticinin hizmet yıllarına göre dağılımına baktığımızda;  Görev süresi 4 yıldan az olan Müdür Sayısı 9.134  Görev süresi 4 yıldan fazla olan Müür Sayısı 16.721 Görev süresi 4 yıldan az olan Müdür Baş Yardımcısı Sayısı 3.522 Görev süresi 4 yıldan fazla olan Müdür BaşYardımcısı Sayısı 2.327 Görev süresi 4 yıldan az olan Müdür Yardımcısı Sayısı 21.359 
Görev süresi 4 yıldan fazla olan Müdür Yardımcısı Sayısı 20.822
Bu sayılar doğrultusunda Milli Eğitim Bakanlığında  Görev süresi 4 yıldan az olan yönetici sayısı 34.015  Görev süresi 4 yıldan fazla olan yönetici sayısı 39.870   Kamusal Kaynaklar Özel Okullara Peşkeş Çekilmemelidir!
Kamunun okulları sayısını saymak ve sıralamakta zorlanacağımız sorunla baş etmeye çalışırken kamu okullarına ayrılması gereken kaynakları “Dershanelerin dönüşümü” adı altında özel okullara aktarmak vicdanları kanatan bir tutumdur. Hemen her gün kaynak yokluğu nedeniyle yeni sorunla yüz yüze kalan kamusal eğitim giderek karmaşıklaşan bir sürecin içine sürüklenmektedir.
Özel okullara teşvik amaçlı yasa, hiçbir alt yapısı ve hazırlığı öngörülmeden yürürlüğe konulmuş bir yasadır. Yasanın geçiş süreci olarak öngördüğü süre içerisinde kamu okulları yoksunluklarını ve sorunlarını daha derinden yaşayacaktır. Dershanelerin kapatılması, çalışanlarının ayrımsız kamu güvencesine kavuşturulması yıllardır savunduğumuz temel bir eğitim ve istihdam ilkesidir. Kapanan dershane özel okula mı yoksa başka amaçlı kurumlara mı dönüşür bu kamusal alanın sorunu değildir.
Kamu okullarına kaşıkla vermeyi çok gören ancak özel okullara kepçe ile dağıtan anlayışın bunca sorunu gölgelemekteki mahareti ve ben yaptım oldu dayatmaları pes dedirtecek boyutlara ulaşmış durumdadır. Bu nedenle, süreç boyunca yapılan bu teşvikleri eleştirmeye devam edeceğiz. Hükümeti adil ve eşitlikçi davranmaya, kamu kaynaklarını kamu okullarına aktarın demeye devam edeceğiz. Çünkü bizler eğitime bir kamusal ve parasız hizmet, devlete ise bu hizmetin finansmanını ve ihtiyaçlarını karşılayan bir kurum olarak bakmaktayız.
                                                         01.06.2014 Alaaddin Dinçer/Eğitimci

 

Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)