adscode
adscode

BİLGİ TÜKETİMİ Mİ, BİLGİ YÖNETİMİ Mİ?

Bilginin çok hızlı tüketildiği günümüz bilgi teknoloji çağında; bilgi teknolojisindeki gelişmelerle birlikte son yıllarda,  “Endüstri 4.0” kavramı kullanılmaya başlandı. 

ikegitmeni@hotmail.com




Siyasi partiler, seçim beyannamelerinde;  endüstri 4.0 ile ilgili projelere yer verdi. Peki, endüstri 4.0 nedir? Ne anlama gelmektedir? Endüstri 4.0 ile ilgili eğitim sistemindeki stratejimiz nedir?

Endüstri 4.0, ilk kez Almanya’da bir fuarda kavram olarak ifade edilmiş ve sanayi devriminin 4. jenerasyonu olarak kabul edilmektedir. Endüstri 4.0, bilişim teknolojileri ile endüstri faaliyetlerini bir araya getiren, yeni nesil yazılım ve donanımlardan oluşan, düşük maliyetli, az yer kaplayan, az enerji harcayan, az ısı üreten, yüksek güvenilirlikte çalışan donanımlar ve bu donanımları çalıştıracak işletim ve yazılım sistemlerinin bütünü ifade etmektedir.

Endüstri 4.0, nesnelerin İnterneti, IOT, simülasyon (Simulation), otonom robotlar (Autonomous Robots), katmanlı üretim (Additive Manufacturing), arttırılmış gerçeklik (Augmented Reality), bulut bilişim (Cloud Computing), siber güvenlik (CyberSecurity), büyük veri ve analizi (Big Data and Analytics), yatay ve dikey sistem entegrasyonu (Horizantal and Vertical System Integration) yapıtaşlarından oluşur. 

Bilgi ve teknolojideki hızlı değişimin bir boyutu olan endüstri 4.0, bazı eğitimbilimciler tarafından, Eğitim 4.0 olarak tanımlanmaktadır. Eğitim 4.0 denilen kavram, bilgi teknolojisi çağı ile birlikte akıllı teknolojilerin kullanımını ifade etmektedir. Bu kısa açıklama ve bilgilendirmeden sonra ülkemizde eğitimde, Endüstri 4.0 ile ilgili durum nedir? Eğitimde bilgi teknolojinin üretimi ve kullanımında hangi düzeydeyiz? Bilgiyi üreten ve yöneten mi, bilgiyi sadece kullanan ya da tüketen miyiz?

Bilgi toplumu, bilginin üretildiği, yayıldığı, pazarlandığı ve amacına uygun kullanıldığı organizasyonu ifade etmektedir. Tüketim toplumu ise üretiminden ziyade, her türlü ürünün ve hizmetin tüketimi çerçevesinde şekillenmiş, tüketim etrafında örgütlenmiş toplumsal yapıyı ifade eder ve temeli kapitalizme dayanmaktadır. Tüketici toplumların en önemli özelliği;  değişimi sadece tüketim boyutuyla takip etmeleri, yeni çıkan ürünleri en kısa sürede temin ederek çok fazla tüketmeleri, çıkacak yeni ürünleri de tüketmek için sabırsızlıkla beklemeleridir.

Üretimin Endüstri 4.0 ile birlikte yeniden şekillendiği günümüzde, eğitimde stratejilerimizi bilgi toplumuna göre mi, tüketim toplumuna göre mi şekillendirmeliyiz?

Eğitimde teknolojinin kullanımı açısında genel bir değerlendirme yapıldığında; bilgi teknolojisini kullanım düzeyimizin, bilgi teknolojisini üreten ülkelerin bilgi teknolojisini kullanım düzeyinden az olmadığı söylenebilir. Teknik aksaklıklar, tabletlerin dağıtımı ve tahtalarla uyumlu çalıştırılması gibi birtakım alt yapı sorunları dışında; Fatih Projesi, eğitim teknolojinin kullanımı açısından başarılı bir proje olarak değerlendirilebilir. Eğitim ile ilgili oluşturulan eğitim platformlarına her gün yenisi eklenmektedir. Ülkemizde bilişimin eğitimde kullanımı ya da tüketimi göz önüne alındığında; eğitimdeki uluslararası başarı sıralamalarda daha üst sıralarda yer almamız beklenir.

Peki, eğitim ile ilgili uluslararası başarı sıralamalarında yerimiz beklentilerimizi karşılıyor mu?

Eğitimde uluslararası başarı ölçütleri olarak kabul edilen bazı kıstasları göz önünde bulundurarak, eğitimdeki başarı seviyemiz ile ilgili bir yargıya varmak mümkündür. Dünyadaki en iyi üniversiteler arasında kaç üniversitemiz var? Bilimsel araştırmalarda hangi sıradayız? Uluslararası sınavlarda başarı düzeyimiz nedir? Eğitimdeki başarılı ülkeler sıralamasında yer alıyor muyuz? Bu sorulardan hareketle; eğitimdeki başarı ile ilgili bir değerlendirme yapıldığında, eğitimdeki başarı düzeyimizin beklentileri karşılayamadığı görülmektedir. Dünyada eğitimde yapay zekâ ve yapay zekânın her alanda olduğu gibi,  eğitimde de kullanımı ve rolü tartışılmaktadır. Bu tartışmanın içindeki ülkelere baktığımızda; bu ülkelerin eğitim sistemlerini bilgi yönetimi stratejileriyle şekillendirdiklerini görmekteyiz. Bu ülkelerin eğitim sistemlerinde bilgi yönetimi stratejilerinin temelinde; bilginin üretimi için eğitimde öğrenme stratejilerini doğru oluşturdukları, öğrencilerin beyin temelli öğretimlerine ağırlık verdikleri, öğrenmeyi ve eğitsel gelişmeyi engelleyen tüm unsurlarla ciddi mücadele ettikleri görülmektedir.

Eğitim sistemimizin öğretim boyutlarına baktığımızda, öğretim tekniklerinin ve yöntemlerinin sürekli bir değişim içinde olduğunu görmekteyiz. Eğitim sistemindeki sistem sorgulaması, öğretim yöntem ve tekniklerinde de yaşanmaktadır. Bilgi ve teknolojideki gelişmelerle birlikte dünyada insanların; beslenme alışkanlıkları, sosyal davranışları, ruhsal yapıları ve düşünsel becerileri de değişti. Bu değişim, öğrenme becerileri ve beyin fonksiyonları üzerinde de birtakım etkiler yapmaktadır. Bu nedenle, dünyada kişisel gelişim ile ilgili eğitim programları incelendiğinde; öğrenme teknikleri ve öğrenme odaklı bazı programların geliştirildiği, beyin becerilerini geliştirme ve odaklanma ile ilgili çalışmalara yoğunlaştıkları görülmektedir. Gelişmiş ülkelerde kalkınmanın temelini, eğitimdeki başarı düzeyleri belirlemektedir. Eğitim sistemimizdeki temel stratejimizi oluştururken; tüketici toplumu yerine, üretimi esas alan bilgi toplumunun bireylerini geleceğe hazırlamak esas alınmalıdır. Eğitim stratejimiz, bilgi üretimi ve yönetimi çerçevesinde şekillendirmelidir. Tüketici toplumdan üretici toplumuna geçmek için geleceğimiz olan çocuklarımızın bilgiyi üretmeleri, yönetmeleri ve amacına uygun doğru kullanabilmeleri için gerekli öğretimsel alt yapılar oluşturulmalıdır. Bilgi teknolojisinin inovasyon örneklerinin tüketicisi olmak yerine, eğitimde doğru öğretim yöntemleri ve stratejileri oluşturularak, yeni inovasyonların üreticisi olmalıyız.   

 

 

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

Etiketler :
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)