adscode
adscode

DEPREMİN ARDINDAN SOSYAL MEDYAYA YANSIYAN GÖRÜNTÜLER VE ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ ALGISI ÜZERİNE…

İstanbul’da meydana gelen 5,8 şiddetindeki deprem yürekleri ağza getirdi. Depremin iş saatinde olması ve öğrencilerin derslerde olması tüm velileri telaşlandırdı.  

ikegitmeni@hotmail.com




Yıllardır depremle ilgili okullarda yapılan tatbikatların önemini milyonlarca öğrenci, gerçeğini yaşayarak öğrenmiş oldu. Çocukları okullarda olan veliler, okul önlerine koştular.

Deprem sonrası sosyal medyadaki görüntüler incelendiğinde, deprem esnasında insanların içgüdüsel tepkilerini ve depreme ne kadar hazırlıklı olup olmadığımızı ortaya çıkarmış oldu. Bu yazıda,  depreme ne kadar hazırlıklıyız? Sorusunu sorgulamaktan çok, deprem esnasında ve deprem sonrasında sosyal medyadaki paylaşımlarda,  öğretmenlerimizin okulların tahliyesinde göstermiş oldukları sağduyulu tutumlarına değinmek istiyorum. Depremde eğitimin rolünü ya da depremin değil bilinçsizliğin can aldığını elbette vurgulamak gerek, ancak asıl vurgulamak istediğim husus; depremin bizlere bir kez daha hatırlattığı öğretmenlik mesleğinin önemi, duygusal boyutu ve toplumsal algısına değinmek istiyorum.

Deprem ile ilgili sosyal medya ve bazı platformlarda paylaşılan mesajlardaki öğretmenlik mesleğinin duygusal boyutu bizlere; öğretmenlik mesleğinin sevgi mesleği olduğu algısını hatırlatması,  meslekle ilgili algı boyutunu bir kez daha gündeme getirmiş oldu. Deprem sonrası sosyal medyaya yansıyan görüntülerde depreme ne kadar hazırlıklı olduğumuzu ve depremle ilgili tatbikatların ne kadar gerekli ve önemli olduğunu göstermiş oldu. Müşterilerini bırakıp kaçan işletme sahiplerinden, ürünlerini bırakıp kaçan müşterilere;  hatta işletmelerde unutulan çocuklardan, altınlarını bırakıp kaçan kuyumculara kadar kaçan kaçana… Bir meslek grubu vardı ki, sakinliğini koruduğunu, sağduyulu ve bilinçli davranışlarıyla, öğrencilerinin okul binalarından tahliyesi için canla başla çaba içerisinde olduklarını gördük. Hatta deprem sonrası çocuğunu unutup, önceliği öğrencilerine veren öğretmenleri de gördük. Ebette ki, bu meslek grubu mensupları öğretmenlerdir. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’da öğretmenlerin deprem esnasında göstermiş oldukları çabaları için teşekkür etti. Sosyal medya görüntüleri; deprem tatbikatları ve deprem ile ilgili farkındalık eğitimlerinin ne kadar önemli olduğunu da göstermiş oldu. Bu haftaki yazımı, öğretmen yetiştirme sürecine ayıracaktım. Ancak, İstanbul’daki deprem ve sonrası gelişen olaylar, yazımın öğretmen algısı üzerine yazmama neden oldu. Öğretmenlerin toplumsal algısı üzerine çok sayıda araştırtma bulunmaktadır. Yapılan araştırmalardaki temel problem, öğretmen algısındaki temel değişme, toplumun öğretmen algısı, okul yönetimi ve öğretmenlerin öğretmen algısı sorusunu gündeme getirmektedir.

Eğitim sisteminin uygulama boyutunu yürüten en temel unsur öğretmendir. Eğitim sisteminin kalitesi, hiçbir şekilde öğretmen kalitesinin üstünde olamaz. Yapay zekânın konuşulduğu günümüzde, hangi sistem geliştirilirse geliştirilsin hiçbir sistem, öğretmenin eğitime sağladığı katma değerin üzerinde bir katkı sağlayamaz.  Bir ülkenin gelişmişlik düzeyi, o ülkenin eğitim sisteminin gelişmişlik düzeyi ile doğru orantılı olduğu düşünülürse; eğitim sisteminin öğretimsel boyutunun en önemli uygulayıcıları olan öğretmenlerin, toplumsal algılarının değerlendirilmesini de zorunlu kılmaktadır.

Öğretmenlik mesleği, geçmişte saygın bir meslek olarak algılanmaktaydı. Cumhuriyetin ilk yıllarında ekonomik ve sosyal yönden en itibarlı meslek olan öğretmenlik mesleği, süreç içerisinde itibar kaybına uğradı, son yıllarda da eğitimdeki sorunların faturası toplum tarafından öğretmenlere çıkarılmıştır.    

Öğretmenlik mesleğinin algıları ile ilgili yapılan bilimsel araştırmalarla; öğretmenlerin öğretmenlik mesleği hakkındaki algıları, iş doyumları ve mesleki bağlılık düzeyleri hakkında bilimsel veriler elde etmek mümkündür. Bilimsel araştırmalar sonucunda elde edilen bilimsel veriler ışığında,  eğitim sisteminin öğretimsel boyutlarının en temel parçası olan öğretmenlik mesleği güçlendirilerek, eğitime önemli katkı sağlanmış olacaktır. Eğitim sisteminin uygulama alanının en önemli unsurunu oluşturan öğretmenler için yapılacak olumlu çalışmalar; öğrencilere, topluma ve hatta tüm ülkeye önemli pozitif bir değer kazandıracaktır.

Öğretmenlerin meslek algılarını değerlendirmeyle ilgili yapılan araştırmalarda; üzülerek belirtmem gerekir ki,  çok olumlu bir tablo ortaya çıkmamaktadır. İş doyumu, çalışanların işi ve iş ortamıyla ilgili geliştirdiği duygusal tepkiler olarak tanımlanabilir. İş doyumu, işin özellikleri ve çalışanların beklentileri birbiriyle uyumlu olduğunda, çalışanın hoşnut olmasını sağlayan bir olgudur. Yapılan bilimsel araştırmalar; öğrencilerin hayatlarındaki rolleri ve öğrencilerle kurulan içten iletişimin öğretmenler açısından, iş doyumuna olumlu katkı sağladığını göstermektedir. Mesleki özerkliğin eksikliği, eğitim sistemi ile ilgili yapılan değişikliklerde öğretmenlerin karar alma süreçlerinin dışında tutulması, maaşların yetersizliği,  medyada öğretmenlikle ilgili yer alan olumsuz ifadelerin varlığı ise iş doyumu açısından öğretmenlerde, öğretmenlik mesleği ile ilgili negatif bir algı oluşturmaktadır. Her meslek grubunda olduğu gibi, sayısı bir milyonu aşan öğretmenlik mesleğinde de zaman zaman mesleğin temel ilkeleriyle bağdaşamayan, istenmeyen durumlarla karşılaşılabilir.

Eğitim sistemi, toplumsal sisteme girdiler sağlayan temel sistemdir. Eğitim sistemimizin en temel unsuru olan öğretmenlik mesleğinin itibar kaybı, eğitim öğretim süreci başta olmak üzere,  toplumsal sistemimin tamamını olumsuz etkilemektedir. Öğretmenlik mesleği, toplumu şekillendiren, topluma yön veren meslek grubudur. İnsanların can havliyle kendilerini sokaklara attığı deprem bize; bir meslek grubunun cefakâr, vefakâr ve fedakârlığını bir kez daha hatırlatmış oldu. Umarız öğretmenlik mesleği ile ilgili bu duygular, toplumsal olarak kalıcı olur. Ülkemizin yarınlara daha güçlü çıkması, geleceğimiz olan çocuklarımızın bilgi çağına uygun olarak eğitilmeleri için “ÖNCELİĞİMİZ EĞİTİM” demek zorundayız.


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

Etiketler :
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)