adscode
adscode

ÖĞRETMENLER GÜNÜ VE ÖĞRETMENLERİN BEKLENTİLERİ…

Her 24 Kasım’da basın yayın kuruluşlarında, başta siyasiler olmak üzere toplumun farklı kesimlerinden öğretmenlere ve öğretmenlik mesleğine ilişkin duygusal mesajlar ardı ardına paylaşılır... Dünyada her meslek grubunun günü var ve bu günler de genellikle belirli tarihsel olaylara göre kabul edilmiştir. Polisler günü, hemşireler günü, avukatlar günü, gazeteciler günü, mimarlar ve mühendisler günü gibi...

ikegitmeni@hotmail.com




Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e "Millet Mektepleri Başöğretmenliği" unvanı, Bakanlar Kurulu tarafından 11 Kasım 1928'de verilmiş ve 24 Kasım 1928 tarihinde, Millet Mektepleri Talimatnamesi’nin yayımlanmasıyla bu unvan resmiyet kazanmıştır. Atatürk'ün 100. doğum yıl dönümü olan 1981 yılında onun "başöğretmen" oluşunun yıldönümlerinde ülke çapında Öğretmenler Günü kutlanmasına karar verilmiştir.

Özel gün olarak kutlanan meslek gruplarının hemen hemen tamamına yakının; özlük hakları başta olmak üzere, görev ve sorumluluklarının da net olarak belirlendiği meslek kanunu bulunmaktadır. Öğretmenlik mesleğinin ise özlük haklarını, görev ve sorumluluklarının net belirlendiği bir kanunu bulunmamaktadır.  Öğretmenlik mesleğinin görev ve sorumlulukları, eğitim ile ilgili yönetmelik ve diğer eğitimle ilgili kanunlarda belirtilmiştir. Peki, eğitim sisteminin en önemli unsuru olan öğretmenlik mesleğinin önemini ve değerini yeterince kavramış mıyız?

Öğretmenlik mesleği insanlık tarihi kadar eski bir meslektir. Tarih öncesi dönemlerde yaşayan kabilelerde sosyal, ekonomik ve kültürel yaşamın sonraki kuşaklara aktarımı bir iş olarak yapılmıştır. Öğretmenlik mesleği gerçek anlamda Fransız Devriminden sonra profesyonel bir meslek haline gelmiştir. Ülkemizde Anadolu Selçuklu Devleti ve Osmanlı Devleti zamanlarından 1848 yılına kadar, öğretmenlerin görevini medreselerden yetişen, özel öğretmenlik mesleğine sahip olmayan kişiler tarafından yerine getiriliyordu. Ülkemizde ilk defa öğretmen okulu 1848 yılında İstanbul’da açılmıştır. Cumhuriyet yönetiminin ilk yıllarında öğretmenliği bir meslek haline getirmek için yasal bir çaba harcanmış, 13 Mart 1924 tarihli Orta Tedrisat Kanununun 1. maddesine göre, muallimlik devleti umumi hizmetlerinden talim ve terbiye vazifesini üzerine alan, müstakil sınıf ve derecelere ayrılan bir meslek olarak kabul edilmiştir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı sırasında ve Cumhuriyet kurulduktan sonra, öğretmenler ve öğretmenlik mesleği için;

“Ulusları kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.”

“Öğretmenler, ordularımızın kazandığı zafer, sizin ve sizin ordularınızın zaferi için ya1nız zemin hazırladı. Gerçek zaferi siz kazanacak ve siz koruyacaksınız ve mutlaka başarıya ulaşacaksınız. Ben ve sarsılmaz inançla bütün arkadaşlarım sizi izleyeceğiz ve sizin karşılaşacağınız engelleri kıracağız.”

 

Bir ülkenin gelişmesinin temelini eğitim oluşturmaktadır. Dünyada eğitim sorununu çözen ülkeleri, her açıdan dünyanın en gelişmiş ülkeleri olarak görmek mümkündür. Eğitim sistemini etkileyen birçok unsur arasında en önemli unsur, öğretmendir. Günümüz bilgi teknolojisi çağında bilgi gücünü elinde bulunduran ve dünyaya pazarlayan ülkelerin eğitim sistemleri incelendiğinde; güçlü eğitim sistemlerinin arka planında, güçlü öğretmenlik rollerinin olduğu görülmektedir. Unutulmamalıdır ki, bilim adamlarını, hekimleri, siyasetçiği, mimarı, memuru, işçiği yetiştiren, geleceğe hazırlayanlar öğretmenlerdir. Ülkelerin gelecekleri olan genç kuşaklar,  öğretmenlerin ellerinde şekillenir. Bu nedenle, öğretmenler geleceğin mimarlarıdır. Öğretmenler ne kadar iyi yetiştirilirse, ne kadar çalışma koşulları iyi hale getirilirse eğitimin kalitesi de o kadar artacaktır.

Bilgi gücünün elinde bulunduran ülkelerin küresel yarışta övünerek sundukları yapay zekânın eğitimdeki rolünü konuştuğumuz günümüzde, eğitim sisteminin en temel rolünü oluşturan öğretmenlik mesleği ve öğretmen rollerine nedense hiç değinilmemektedir. Ancak bilinen bir gerçek var ki; bilgi teknolojilerini üreten eğitim sistemlerinin arka planında güçlü eğitim sistemleri ve bu sistemlerin omurgasını oluşturan öğretmenlik mesleği vardır.  Covid-19 ile mücadele ettiğimiz günümüzde, teknolojinin gücü karşısında öğretmenlik mesleği rollerinin önemi bir kez daha anlaşılmıştır. Dünyanın en gelişmiş iletişim teknolojisinin bile öğretmen rolleri ve öğretmen dokunuşları karşısında yeterince başarılı olamadığı;  pandemi koşullarında kanıtlanmış oldu. Günümüz bilgi toplumunda eğitimin rolü daha da önem kazanmıştır.

 

Ülkelerin gelişmesinin temelini eğitim sistemi ve onun omurgasını öğretmenler oluşturduğuna göre, öğretmenlerin sorunlarına duyarsız kalınmamalıdır. Öğretmenlere her dönemde farklı farklı vaatlerde bulunulmuştur. Ancak üzülerek belirtmek gerekir ki, tarihsel süreç içerisinde öğretmenlik mesleği hak edilen değerinden uzaklaşmaktadır. Bugünde öğretmenler, öğretmenlik meslek kanunu, 3600 ek gösterge gibi ekonomik iyileştirme getiren bir takım düzenlemeler beklemektedirler. Sayısı bir milyonu aşan öğretmenlerin ücretlerinde yapılacak düzenlemenin bütçeye büyük yük getirileceği ifade edilmektedir. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki, ülkemizde öğretmenlerin en önemli sorunları ekonomik temellere dayanmaktadır. Bir ülkenin kalkınmışlığının temelini eğitim ve eğitimin de omurgasını öğretmenler oluşturacaksa; en yüksek maaşı öğretmenlerin alması gerekmez mi?  Öğretmenlerin özlük haklarındaki iyileştirmelerin eğitime ve üretime, katma değer olarak dönüleceği hiç mi düşünülmez?

Eğitim sistemi içerisinde ücretli öğretmen ve kadrolu öğretmen sorunu, atanamayan öğretmen sorunu ve özel öğretim kurumlarındaki öğretmenlerin düşük ücret dramlarını da ayrı sorun olarak görmek mümkündür.

Öğretmenlik meslek kanunu ile ilgili çalışmalar öğretmenlerin görüşleri doğrultusunda şekillenmelidir.  Tüm sendikalar öğretmenlerin özlük hakları konusunda siyaset üstü bir perspektifle, ortak bir paydada bir araya gelmelidirler. Öğretmenlik mesleğinin kariyer ve liyakat çerçevesinde yapılanması için sendikalar; tarafsız, bilim ve aklın yolunda hareket etmelidirler. Öğretmenlik mesleğinin bilimsel ve evrensel ilkeleri göz önünde bulundurularak, tüm tarafların ortak paydası sağlanmalıdır. Öğretmenlik mesleği ile ilgili ortak payda, siyaset üstü bir anlayışla sağlanmalıdır.

Ülkemizin kalkınmasının temelini güçlü eğitim sistemi oluşturacaktır. Güçlü eğitim sistemimizin omurgasını da hak edilen değere kavuşmuş, mutlu öğretmenler meydana getirecektir. Geleceği aydınlık, yarınları umut dolu bir nesil için, “ÖNCELİĞİMİZ EĞİTİM”…

 

 


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

Etiketler :
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)