adscode
adscode

PROJE OKULLARINDA AKADEMİSYEN ÖĞRETMENLER VE AKADEMİSYEN MÜDÜRLER

Milli Eğitim Bakanlığının proje okullarında akademisyenlerin derslere girebileceğini açıklaması üzerine bazı illerde,  milli eğitim müdürlükleri ve üniversiteler arasında yapılan işbirliği protokolleri çerçevesinde; fizik, kimya, biyoloji, coğrafya gibi derslere doçent ve profesör unvanlı akademisyenler girmeye başladı. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bazı proje okullarına da profesör unvanlı müdürler atandı.

ikegitmeni@hotmail.com




Akademisyenlerin proje okullarında derslere girmeleri ya da yönetici olmaları, ister istemez eğitim çevrelerinde bazı soruları da tekrar gündeme getirmiş oldu. Proje okullarındaki mevcut öğretmenlerin yeterliliklerinde sorun mu var? Eğer öğretmen yeterliliklerinde sorun varsa proje okulu olmayan diğer okullardaki öğretmenlerin yeterlilik sorunlarını nasıl çözeceğiz? Atama bekleyen dört yüz binin üzerindeki öğretmen adayını sisteme nasıl dâhil edeceğiz?

Proje okullarında akademisyenlerin görev alması, bu okulların niteliklerine mi,  algılarına mı,  katkı sunar? Bu sorunun cevabı süreç içerisinde ortaya çıkacaktır. Ancak, asıl sorgulanması gereken husus,  öğretmen ve yönetici yetiştirme süreci olmalıdır. Yükseköğretim kurumlarında eğitim öğretim faaliyetleriyle ilgili yapılan araştırmalar; üniversitelerdeki akademik kadroların da öğretim yöntem ve teknikleri konusunda eksikleri olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle, yükseköğretim kurumlarında daha nitelikli eğitim öğretim faaliyetlerinin yürütülmesi için akademik kadroların da öğretmenlik rolleri irdelenmeli ve akademik kadroların öğretmenlik rollerini geliştirmek için eğitim programları düzenlenmelidir.

Yüksek öğretim kurumlarındaki akademisyenler, proje okullarındaki öğrencilerin seviyelerine inebilecekler mi? sorusunu akıllara getirmektedir. Yukarıda da ifade edildiği gibi yükseköğretim kurumlarında ders veren akademisyenlerin eğitim öğretim yöntem ve teknikleri konusundaki yeterlilikleri sorgulanırken, proje okullarında derse girecek akademisyenlerin öğrenci seviyeleri konusunda uyum sorunu yaşayıp yaşamadığı süreç içerisindeki uygulamalarda ortaya çıkacaktır. 

Öğretmenlik mesleği,  öğrencileri etkileme ve bilgiyi öğrencinin kavrayacağı bir düzeyde aktarma sanatıdır.  Öğretmenlik mesleğinde, sadece uzmanlık bilgisi yetmemektedir. Öğretmenlik yeterliliklerindeki en önemli husus; uzmanlık bilgisiyle birlikte, bilgiyi öğrencinin anlayacağı düzeyde öğrenciye aktarma becerisidir. Öğretmenlik mesleğinde alan bilgisi elbette önemlidir. Ancak, alan bilgisiyle birlikte daha da önemli olan pedagojik yeterliliklerle ilgili rollerdir.

Proje okullarında yürütülen bilimsel çalışmalarda, elbette üniversitelerle işbirliği yapılmalıdır. Akademisyenlerin araştırma yöntem ve teknikleri konusunda, proje okullarındaki öğretmenlere rehberlik yapmaları, bu okulların misyonu ve vizyonu açısından anlamlı ve önemli bir uygulama olacaktır. Ancak proje okullarında akademisyenlerin mevcut öğretmenler yerine derslere girmeleri; bu okulların öğretim kadrosu ile ilgili algı yönetimi açısından dışarıda olumlu bir izlenim bırakmış olsa da öğrencilerin seviyelerine inmeleri konusunda olumlu bir uygulama olduğunu söylemek mümkün değildir. Akademisyenlerin öğretmenlere rehberlik yaparak, proje okullarını desteklemeleri daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Proje okullarındaki öğretmenlerin akademik kariyer yapmaları için üniversitelerle işbirliği protokolleri düzenlenmelidir.

Milli Eğitim Bakanlığında daha önceki yıllarda yüksek lisans yapmış öğretmenlere %25, doktora yapmış öğretmenlere %45 ek ders ücretlerinde daha fazla ödeme uygulaması vardı. Milli Eğitim Bakanlığında şuan ki ek ders uygulama esaslarına göre, yüksek lisans ve doktora yapmış öğretmenlerin fiilen girdikleri dersler için ödenecek ek ders ücretleri sırasıyla %5 ve %15 artırımlı ödeme uygulaması bulunmaktadır. Yüksek lisans ve doktora yapmış öğretmenlerin ek ders ücretlerinde anlamlı bir artış yapılarak öğretmenlerin kendilerini yenilemelerine imkân tanınmalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı, mevcut öğretmenlerin yüksek lisans ve doktora yapmaları için destekleyici düzenlemeler yapmalıdır.

 

Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bazı proje okullarına profesör unvanlı müdür atandı. Okul müdürlerinin akademik unvanlı olması, kariyer ve liyakat açısından olumlu bir gelişmedir. Ancak, diğer okullarda da kariyer ve liyakat esaslı görevlendirmeler yapılıyor mu? Eğitim kurumu yöneticiliği profesyonel bir kariyer alanı olarak yapılandırılmalı ve bu çerçevede atama ve görevlendirmeler yapılmalıdır. Okullara eğitim yönetimi alanı ve eğitim yönetimiyle ilgili uygulama esasları çerçevesinde yapılan unvanlı akademik müdür atamaları kariyer ve liyakat esasları perspektifinde değerlendirildiğinde doğru bir uygulamadır. Başka bir alanda başarılı bir profesör, okul müdürlüğünde de başarılı bir müdür olur algısı ise yanlış bir değerlendirme olacaktır. Eğitim kurumu yöneticileri ve yönetici adaylarının eğitim yönetimi konusunda kariyer yapmaları önemlidir. Ancak, herhangi bir alandaki akademisyenden yöneticilik alanıyla ilgili aynı başarıyı beklemek yanılgı olur. Bu nedenle, Milli Eğitim Bakanlığı okul yöneticiliğini, 2023vizyonu çerçevesinde;  kariyer ve liyakat esaslarına göre,  yüksek lisans düzeyinde, mesleki uzmanlık becerisine dayalı profesyonel bir kariyer alanı olarak yapılandırmalıdır.

Sonuç olarak, eğitim sistemimizde öğretmen yeterlilikleri ve öğretmen yetiştirilme süreci gözden geçirilmelidir. Öğretmenler, geleceğimizin mimarlarıdır. Öğretmenlerin meslek içerisinde yetiştirilmeleri ve kariyer yapmalarına yönelik çağdaş modeller geliştirilmelidir. Yarınlara daha güçlü bir ülke olarak çıkmak ve çocuklarımıza daha mutlu yarınlar bırakmak için “ÖNCELİĞİMİZ EĞİTİM” demek zorundayız.


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)