adscode
adscode

Uzman ve başöğretmenlik eğitimlerinin değerlendirmesi-IV (Öğretmenler ne istiyor?)

Milli Eğitim Bakanlığı, uzman ve başöğretmenlik sınavının kanunda olduğu için yapılacağını ve basit olacağını duyurdu. Öğretmenler ise sınavdan korkmadıklarını yapılan uygulamanın gurur kırıcı olduğunu ifade etmektedirler.

ikegitmeni@hotmail.com




 

Öğretmenlerin uzman ve başöğretmenlik sınavlarıyla ilgili sosyal medyada çeşitli etiketlerle başlatmış oldukları itirazları kartopu gibi büyümektedir. Öğretmenlerin sosyal medyada oluşturdukları etiketlere tüm sendikalardan üyelerin destek vermeleri dikkat çekmektedir. Öğretmenler, sendikaların bu konuda yeterince etkili olamadıklarını,  amaçlarının; sendikalar üstü bir birliktelikle, uzman ve başöğretmenlik kariyer sisteminin sınava göre değil, kıdeme esasına göre verilmesi gerektiğini ifade etmektedirler.

Uzman ve başöğretmenlik eğitimleri konusundaki değerlendirme yazılarımdan sonra öğretmenlerden çok sayıda mesaj aldım.  Doktora programını tamamlayan bir öğretmen, yüksek lisansı uzun yıllar önce tamamlanmasına rağmen uzman öğretmenlik hakkını almadığı için başöğretmen olmak yerine uzman öğretmen olacağını, bu nedeniyle, hak kaybına uğrayacağını ifade etmektedir. Bu ve benzer örneklerin çok olduğunu ifade etmek isterim. Eğitim kanallarında öğretmenlerin konuyla ilgili tartışmalarını takip ettim. Peki, öğretmenler kariyer sistemiyle ilgili, neye itiraz ediyorlar?

Birinci itirazları, uzman ve başöğretmenlik eğitimlerinin zamanlamasıyla ilgili… Öğretmenler, pandemi nedeniyle yorucu bir eğitim öğretim yılından sonra bu eğitimlerin yaz tatiline denk getirilmesini, tatil haklarının ellerinden alınması olarak algılamaktadırlar.

İkinci itirazları, eğitim programlarının içeriği ve niteliğiyle ilgili… Öğretmenler, eğitim programının içeriğinin neye göre ve nasıl hazırladıklarını merak etmektedirler. Özellikle bazı modüllerle ilgili ciddi itirazları olduğu görülmektedir. Eğitim notlarında kullanılan dil çok ağır ve cümle düşüklükleriyle dolu. Bazı modüllerde gereksiz ayrıntılara ve yabancı yayınlardan atıflara çok yer verildiği ve dilinin ağır olduğu görülmektedir. Öğretmenler eğitim içeriklerinin editör incelemesinden geçip geçmediğini de ciddi merak etmektedirler. Birçok modülün eğitim editör incelemesinden geçmediğini ifade etmektedirler. Öğretmenlerin altını çizerek paylaştıkları bazı notları incelediğimde google çevirisinin bile daha anlaşılır olduğunu söylemenin abartı olmadığı görülmektedir. Öğretmenler bazı modüllerde ayrıntılı akademik bilgilerin yer aldığını da ifade etmektedirler. Örnek olarak, çevre ve iklim değişikliği konusunda ayrıntılı akademik bilgi içerdiğini, çevre ve iklim değişikliği konusunda ağır akademik dil kullanıldığı, bu konun bu derecede ayrıntılar içermesinin kendilerine ne katkı sunacaklarını merak etmektedirler.

Üçüncü itirazları ise, video olarak işlenen derslerle ilgili olduğunu ifade etmektedirler. Öğretmenler, video derslerinin çok daha etkili işlenebileceğini ifade etmektedirler. Bazı akademisyenlerin basit bir sunu bile paylaşmadıklarını, sunumu sadece önündeki bilgisayar ya da promterden okuduklarını, video derslerinin özensiz hazırlanmasının kendilerini incittiklerini ifade etmektedirler. Uzman öğretmenlik eğitimlerinin 180 videodan, başöğretmenlik eğitimlerinin ise 240 videodan oluştuğunu ifade etmektedirler. Söz konusu eğitim videolarının her biri ortalama 20-25 dakikadan oluştuğunu ifade etmektedirler. Öğretmenler, eğitimde karar vericilerin eğitim videoları ve eğitim notlarını incelediklerinde kendilerine hak verileceğini düşünmektedirler.

Uzman ve başöğretmenlikle ilgili sosyal medyada çok sayıda eğitim kanalı ya da eğitim grupları oluşturulduğu görülmektedir. Peki, uzman ve başöğretmenlikle ilgili eğitim gruplarını kimler ve neden oluşturmaktadırlar? Uzman ve başöğretmenlikle ilgili grupların bazılarını sendikalar, bazılarını öğretmen haber siteleri ve bazılarını da öğretmenlerin kendi aralarında oluşturdukları görülmektedir. Uzman ve başöğretmenlikle ilgili eğitim gruplarında kitap ve benzeri yayınları pazarlayan fırsatçıların olduğu da görülmektedir. Bazı gruplarda her modül için deneme setleri pazarlayan grupların olduğu görülmektedir. Eğitim gruplarında paylaşımlar da sınırlı… Bazı gruplar katılımcılara yorum ve yazma hakkı yerine sadece sınavlara katılma yetkisi vermektedirler. Fırsatçı gruplar, eğitim özetlerini ve deneme sınavlarını ücretli paylaştıkları görülmektedir. Uzman ve başöğretmenlik sınavlarına yönelik telefon uygulaması da yapılmıştır. Telefon uygulamasının ücretinin 50 lira olduğu görülmektedir. Sınav sektörüne yeni bir alan daha oluşturulduğu görülmektedir. Büyük eğitim grupları ya da kanallarında (20-30 bin kişilik gruplar) satılan yayınların ücretlerinin hiç de düşük olmadığı görülmektedir. Bu kanallarda paylaşılan soru ve ders içeriklerinin de sorunlar içerdiğini de belirtmek isterim. Öğretmenler, sınav ve eğitim fırsatçılarına karşısı daha dikkatli olmalıdırlar. Öğretmenler, nitelikli eğitimleri ve eğitim kanallarını takip etmelidirler.

Milli Eğitim Bakanlığı sınav ile ilgili örnek kitapçıkların Eylül ayında yayımlanacağını duyurdu. Milli Eğitim Bakanlığı, uzman ve başöğretmenlik sınavının kanunda olduğu için yapılacağını ve basit olacağını duyurdu. Öğretmenler ise sınavdan korkmadıklarını yapılan uygulamanın gurur kırıcı olduğunu ifade etmektedirler. Öğretmenler, Milli Eğitim Bakanlığının uzman ve başöğretmenlik eğitimlerinin niteliğinin değerlendirmesinde yarar olduğunu,  meclis açıldığında öğretmenlik meslek kanunda revizyona giderek sınav yerine kıdem esaslı uygulamanın yerinde olacağını ifade etmektedirler. Öğretmenler, mesleki gelişimlerine katkı sunacak kariyer planlamasına karşı olmadıklarını, öğretmenlik mesleğinde paylaşım ve işbirliğinin önemli olduğunu vurgulamaktadırlar. Apolet tarzı bir kariyer basamakları yerine gelişme odaklı, motivasyonu arttıracak çalışmalara ihtiyaç olduğunu ifade etmektedirler. 

Sonuç olarak öğretmenler, kıdem, akademik ve hizmet içi eğitimlerinde değerlendirildiği bir kariyer sisteminin daha rasyonel olacağını ifade etmektedirler. Ayrıca, başöğretmen unvanı bilindiği gibi Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Atatürk’e verilen bir unvan olduğu için başöğretmenlik yerine lider öğretmen unvanın daha uygun olacağını ifade etmektedirler. Öğretmenlik kariyer basamakları; aday öğretmen, öğretmen, uzman öğretmen ve lider öğretmen olarak planlanmanın daha doğru olacağını ifade etmektedir. Geleceği aydınlık, yarınları umut dolu bir nesil için, “ÖNCELİĞİMİZ EĞİTİM”…


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)