Henüz kesinleşmemiş kamuoyunda tartışmaya, öneriye daha henüz açılmış Müfredat taslağı üzerinden kara propagandalar yapanlara sesleniyorum.
Bu çalışmayı yapanları hemen yaftalıyor, ,ötekileştiriyor, bilimin karşısında olmakla, bağnazlıkla suçluyorsunuz; bu ne sabırsızlık, bu ne acele.
Demek yeni müfredat birilerinin umurunda değil, onların derdi her yeni yapılan işte sergiledikleri refleksi tekrar edip halkın aslında ne düşündüğünü bile öğrenmeden, anlamadan eleştirmek ve birilerine çakmak.
13 Ocakta tartışmaya açılan müfredat ile ilgili 110 binlere yaklaşan ileti bırakılmış Milli Eğitim Bakanlığına. Bunun yanı sıra uzmanlardan, öğretmenlerden, sivil toplum kuruşlarından gelen yüzlerce öneri ve raporda var.
En çok hassas olunan dersler İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük, Türkçe ve Tarih ama medyatik olan ise Evrim Teorisi.
Medyatik olduğu içinde tüm tartışma da onun ekseninde dönüyor.
Yeni müfredat bu tartışma platformunda itibarsızlaştırılıp daha yayınlanmadan halkımızın gözünde ret ettirilmeye çalışılıyor.
Çağdaşlık, bilim, demokrasi gibi tüm ileri kavramları Evrim Teorisi ile özdeşleştirilip bunun karşısında olanları da bağnaz, gerici, bilimi ret eden kişiler olarak gösterilmeye çalışılıyor.
Asıl tartışmamız gereken, katkı sağlamamız gereken yeni Müfredat taslağı ise gündemin dışına çıkartılıyor.
Türkiye’miz gelişiyor, değişiyor bu değişimde belki de en önemli sorumluluğu ve görevi olanlardan bir tanesi de Milli Eğitim Bakanlığı.
Hızlı yaşam tempomuzla, çok hızlı değişen teknoloji ile beraber Çocuklarımızı geçmişlerinden de kopartmadan geleceğe hazırlamak zorunda.
Onun için şimdi asıl konumuza dönüp Müfredat Taslağını konuşalım, çocuklarımızın geleceği için biraz ciddiyet lütfen.
