Eğitim Ajansı Başyazarı Sayın Abbas GÜÇLÜ , bir Tarih Öğretmeni tarafından kendisine gönderilen Temel Liselerle ilgili olumsuz iddiaları virgülüne bile dokunmadan köşesinde yayınlandı.
Yazının başlığı da ’Temel Liselerdeki Adaletsizlik ‘.
Yazı oldukça ses getirdi bunun sebebi ise Temel Liselerin eğitim hayatımızdaki ağırlığının günden güne artması.
Her ne kadar dile getirilen iddiaları pek objektif bulmasak da bu olayın merkezinde olan biri olarak birkaç şey yazma ihtiyacı hissettik.
Bu şikâyette hoş olmayan nokta tüm Temel Liseleri ve buralarda çalışan, başta idareci ve öğretmenler olmak üzere bütün görevlileri ve bu kurumlarda okuyan öğrencileri zan altında bırakmış olmasıdır.
Bu yazıyı kaleme alan öğretmenimiz, herhangi bir ayrım yapmadan tüm Temel Liseleri aynı kefeye koymuş.
Tabii ki bu da pek şık ve objektif olmamış.
Eğitim dünyamıza girdikleri günden beri birçok eleştiriye hedef olan Temel Liselere Mili Eğitimimizin G.D. O ‘lu okulları muamelesi yapılması bizce doğru değil.
Tam tersi Milli Eğitim Bakanlığımızın bu okullara sahip çıktığı ve destek olduğu gerçeği varken, bu algının yanlış bir algı olduğu kanısındayız.
Temel Liselerden rahatsız olanlar çok, eminiz.
Bu okullar Eğitim sektörü pastasından pay alamaya devam ettikçe de rahatsız olanlar devamlı olacaktır, buda gayet normal.
Bunlar ister özel, ister devlet, isterse de yapılmış olan bu eğitim reformuna bir şekilde karşı çıkanlardan olsun, hiç fark etmez.
O zaman ‘’Meyva veren ağaç neden taşlanıyor’’ diye sormamız lazım.
-Çünkü bu okullar bir rekabet yarattı.
-Çünkü bu okullar diğer özell okullardan daha uygun rakamlarla öğrencilerine eğitim olanağı sundu.
-Çünkü bu okullar eğitim hayatımıza farklı bir dinamizm kattı.
-Çünkü bu okullar istatiksel olarak çok aşağıda olan özel okullaşma oranına büyük katkı sağladı.
Ve daha sayamadığımız birçok haklı gerekçe…
Peki, hiç yanlışları hataları yok mu? Tabii ki var.
Her sektörde olduğu gibi işini layığı ile yapmayan, ve kendi sektördeki kurumlar tarafından bile eleştirilen, ayıplanan kurumlar yok mu?
Bu sorunun cevabı da tabii ki evet.
Ama daha dolu dolu ilk yıllarında da tüm Temel Liseleri aynı kefeye koymak biraz insafsıca olmuyor mu?
Bu kurumların başındaki idareciler, görev yapan öğretmenler, hepsi saygın ve mesleğine aşkla bağlı kişiler. Eminiz ki onlar da işlerini en iyi şekilde yapma gayreti içindeler.
Temel Liselerde not adaletsizliği konusunda ise şunu söyleyebiliriz:
Başta Milli Eğitim Bakanlığımız olmak üzere biz ve tüm eğitimciler yüzlerce kez bu ‘’Not Adaletsizliğini’’ her kim yapıyorsa onlara karşı haykırmadık mı?
Bunun etik bir haraket olamadığını ,aslında bu tip haksız puanlarla not alan ,ödüllendirilen öğrencilerin ileride kazandıkları okullarda çok büyük hayal kırıkları ile yüzleşecekelerini yüksek sesle söylemedik mi?
M.E. B bununla ilgili çok yoğun tedbir ve önlemler almadı mı? Tüm bunların sonucunda da geçmişe göre de çok mesafeler kat edilmedi mi?
Maalesef insanın olduğu yerde sıfır hata imkânsız gibi gözüküyor.
Onun için lütfen sorunu yalnızca bir okul türünün sorunu olarak kamuoyuna yansıtmayalım.
Emininim ki Temel Liselerden özel okullara, oradan devlet okullarına tüm eğitim camiamız bu vicdani sorumluluğu en iyi şekilde taşıyacaktır, taşımayan varsa da sonuçlarına katlanmayı göze alacaktır.
