YÖK başkanı bu konu ile ilgili biraz temkinli davranıyor. Mevcut sınav sisteminin iyi olduğunu, herkesin bundan memnun kaldığını ve bu sınavın oluşmasında akademik kadronun emek verdiğini söylüyor.
Hükümetimiz içinse olayın merkezi Sınav stresinin azaltılması, öğrenci ve Velilerin Dershane, Etüt, gibi kurslara ihtiyacının en aza indirgenmesi.
Bunu gerçekleşmesi için en son 216-10-29 tarihli KHK da Özel Öğretim Kurumları Kanununda değişiklik bile yapıldı.
Hükümetimiz ısrarla, Dershane, Kurs, ve onun türevleri olan yerlerin açılmasını istemediğini söylüyor ve bu konuda tedbirler alıyor .
Hatta Özel Öğretim Kurslarındaki ders sayısını gelecek yıl 1/8/2017 tarihinden itibaren 1 indiriyor ki bu da nazikçe bu kurumlara kapatın demek.
Ayrıca belediyelerin, derneklerin açmış olduğu bu tip sınavlara hazırlık yerlerini bile bu KHK maddesi ile kapatıyor.
Demek ki Hükümetiz bu işte kararlı. Herkesin de yıllardan beri istediği öğrencilerin bu cendereden kurtarılması değilmiydi zaten?
Peki, öğrencilerin bu kurumlara olan bağımlıklarının en aza indirgenmesi için ne yapılmalı?
Tabii ki okulların daha önemli ve Üniversite girişin biletini veren tek kurumlar olamasın sağlanması gerekiyor.
O zaman sesli düşünelim:
Çoklu YGS ya da başka sınavlar ama işin sonunda bir sınav olacak mı olacak, olacak.
Peki, bu sınavların herkes tarafından kabul görmesinin en önemli m unsuru nedir; Adaletli olması. Yani, çalışanla çalışmayanın ayırt edilebileceği öğrencilerin alın terinin ziyan edilmeyeceği bir sınav düzeni.
O zaman önce Öğrencinin kaderini bir ya da iki yerine daha çok yapılan sınavlarla belirleyelim.
Okul başarı puanlarını ( OBP) Yerleştirmeye etkisine çok dikkat edelim ve hakkaniyetli olalım.
Açık uçlu sorular, zor sorulara daha fazla puan gibi birçok ek ayrıntı ile de bu yeni modeli destekleyelim.
Ama bunlardan önce;
‘’Öğretmen faktörünü, eğitimin fiziksel unsurlarını, müfredatı, daha çok önemseyelim’’.
Herkesten bu yeni modele destek bekliyoruz ,köstek değil..
