Hadi bakalım öncelikle biraz G’eyik muhabbeti yapalım!
G20’den önce G7 ülkeleri vardı. Hatta çok bilinmez; ama onun da öncesinde G6 ülkeleri vardı. Grup, 1975’te kuruldu. Bu ülkeler Almanya, ABD, Birleşik Krallık, Fransa, İtalya ve Japonya idi. Bu gruba 1976 yılında Kanada katıldı. 1997’de de Rusya bu gruba dahil oldu. Sonrasında bu grup G8 ülkeleri olarak anılmaya başladı.
Bunun dışında konumuzu da yakından ilgilendiren G20 kuruldu. G20 ülkelerini Almanya, ABD, Arjantin, Avustralya, Birleşik Krallık, Brezilya, Çin, Endonezya, Fransa, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, İtalya, Japonya, Kanada, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan, Türkiye ve Avrupa Birliği Komisyonu oluşturuyor. G20'ye üye 19 ülkenin hepsinin millî geliri dünyada ilk 31'de yer alıyor. İspanya, İsviçre, Norveç, İran, Tayvan ve Venezuela ekonomik olarak bazı üyelerden daha büyük olmalarına rağmen G20'de bulunmuyor. Birçok Avrupa Birliği ülkesi de, G20'de bağımsız olarak değil sadece AB Komisyonu olarak temsil ediliyor.
G20 ülkelerini, ekonomik güçlerinin ötesinde, bilimsel çıktıları üzerinden değerlendireceğim. Aşağıdaki tabloyu alıcı gözle değerlendirmek istediğimizde birçok veriyi önünüze sunabilirim. G20’nin birinci liginde sadece 2 ülke göze çarpıyor. Biri ABD diğeri Çin. İkisi de cin gibi: üç harfli iki ülke! ABD en tepede olmasına rağmen bir duraklama döneminde. Arkasından gelen Çin’in öyle bir yükselişi var ki, bu tabloya bi’ 5 yıl eklediğimizde Çin’in ABD’ye, hatta bütün dünyaya çok büyük bir fark atacağa benzer. Yakında G1 diye tek kişilik bir grup kurarsa hiç şaşırmayın. Tabloda bunu çok net görebiliyoruz. Çizgilerin sonlara doğru aşağı düşüşleri sizi yanıltmasın. O düşüş ilk dört ayı yeni bitmiş bir 2021’i temsil ediyor. Yıl sonunda ibre tekrar şaha kalkacaktır. Peki ABD ne yapacak? Silkinip kendine mi gelecek yoksa kaderine razı gelip bükülmeyen eli öpüp Çin işkencesine razı mı gelecek? ABD Başkanı bu tablodan haberdar olsa Türkiye’yi ilgilendiren sorunlarla uğraşır mıydı acaba? Malum, duraklamanın sonu çöküştür. Bunu Osmanlı’nın bilimden uzaklaştığı dönemlerden de biliyoruz.
Birinci ligden ikinci lige düşecek olursak, ikinci ligin kralı olarak Birleşik Krallık’ı görüyoruz. Hemen arkasından Almanya geliyor. Abbas Güçlü’nün Milliyet’teki köşesine konuk olduğumda, bu ülkelerdeki başarılı üniversitelerden dem vurmuştum. Bu iki konunun da paralel gittiğini görebiliyoruz. Merak edenler, aşağıdaki linkten ilgili yazıyı okuyabilirler.
Bu iki Avrupa ülkesinin arkasından Hindistan’ı görüyoruz. İlk beşe girmesi, Japonya’yı bile geçmesi büyük bir başarı olarak karşımıza çıkıyor. Rusya’yı gören var mı? Gördüm gördüm, işte şurada. Eğer bu liste bir futbol takımı olsaydı ilk 11’e girmeyi başarmış derdik; ama maalesef bu liste öyle bir liste değil. Dolayısıyla Biden gibi Putin’in de bu listeden pek çok ders çıkaracağını düşünüyoruz.
Kaynak: SciVal
Gelelim ülkemize. Yukarıdaki tablodan da görüleceği üzere bizim çizgiyi Türkuaz yapmışlar. Nasıl da sevimli! Gelin görün ki sıralamada 14.’yüz. Aslında bu sıralamadaki yerimiz bizi daha iyisini yapmaya teşvik ediyor. Yapıyoruz da zaten. Bu sıralamadaki yerimizin daha yukarılarda olması için gecesini gündüzüne kadar bir sürü bilim insanımız var. Eminim ki daha da çok yukarılara çıkacağız.
Grafiğe ek olarak aşağıdaki tabloyu da paylaşmak isterim. Bu tabloda da başka şeyler görüyoruz. Örneğin 1 milyondan fazla yayın yapan ülke sayısı bir elin beş parmağını geçmiyor! Neyi görmek istersek onu görürüz. Örneğin Türkiye’yi zirveden çok uzakta da görebilirsiniz, Rusya’yı geçmek için sadece iki basamak kaldığını da görebilirsiniz. Bakış açısı önemli.
Kaynak: SciVal
Bilimsel çıktıları konu başlıklarına göre sıraladığımızda ise ülkemiz özelinde aşağıdaki verilere ulaştım. Örneğin G20 ülkeleri esas alındığında en çok yayını dişçilik alanında yapmışız. 9. sıradayız. Hemen arkasından ise hemşirelik geliyor ve veterinerlikle devam ediyor. Sonrasında da genelde 14. ve 15. sıralardayız. Zaten genel tabloya baktığımızda, ortalamamız da 14. sıradaydı. Tabloda da görüleceği üzere en çok Tıp alanında yayın üretmişiz. Tıp alanında 2015’den günümüze 107491 yayın üretmişiz; ama bu konuda G20 ülkeleri de boş durmuyor ki tıp alanında 15. sıradayız.
Konu başlıkları |
Sıralama |
Yayın sayısı |
Dentistry |
9 |
4138 |
Nursing |
12 |
5373 |
Veterinary |
13 |
3644 |
Arts & Humanities |
14 |
7815 |
Biochemistry, Genetics and Molecular Biology |
14 |
25150 |
Computer Science |
14 |
32364 |
Energy |
14 |
11873 |
Engineering |
14 |
53391 |
Health Professions |
14 |
4591 |
Materials Science |
14 |
28993 |
Mathematics |
14 |
22432 |
Agricultural and Biological Sciences |
15 |
24322 |
Chemical Engineering |
15 |
12684 |
Chemistry |
15 |
23385 |
Decision Sciences |
15 |
4363 |
Economics, Econometrics and Finance |
15 |
5746 |
Environmental Science |
15 |
18352 |
Medicine |
15 |
107491 |
Neuroscience |
15 |
6291 |
Pharmacology, Toxicology and Pharmaceutics |
15 |
8903 |
Physics and Astronomy |
15 |
32873 |
Psychology |
15 |
4572 |
Social Sciences |
15 |
26487 |
Business, Management & Accounting |
16 |
7492 |
Earth and Planetary Science |
16 |
10726 |
Immunology and Microbiology |
16 |
6062 |
Multidisciplinary |
17 |
2847 |
Kaynak: SciVal
Yapmış olduğumuz bu analizde siz de farketmişsinizdir ki, sadece niceliksel bir karşılaştırma yaptık. Bilimsel çıktıların dünya literatüründe ne kadar atıf aldığını, hangi önemli dergilerde yayınlandığını paylaşmadık. Başka bir yazımızda da bu konuyu ele alırız.
Türkiye olarak durumumuz ortada; ama enseyi karartmaya gerek yok. Atatürk’ün şu sözünün ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha söylemeyi bir borç bilirim: Hayatta en hakiki mürşit ilimdir! Bize düşen ise bu sözün hakkını vermektir.