Hocalarımız, fakültede 100-150 kişilik amfilerde ders anlatırken “Aranızdan 5-10 kişiye etki etsem bizim için yeterli” derlerdi. Çok sonra anlıyoruz ne demek istediklerini.
Ülkenin futbol takımlarını düşünün. Binlerce futbolcu var bu işten ekmek yiyen; ama milli takım teknik direktörlerinin hem gözüne hem de takımına giren kaliteli, fark yaratan futbolcular iki elin parmaklarını biraz geçer.
Kıvılcım anı diyebileceğimiz anlar da bize bu konuda yardımcı olur. Lisede üniversite sınavına hazırlanırken abimle aramda çok basit bir konuşma geçmişti; ama beni derinden etkiledi. Çok çalıştığım; ama olur ya bu tempomdan uzak kalabileceğimi düşündüğüm bir anımda, o sırada sakal traşı olan abime gidip;
“Eğer olur da ders çalışmayı bırakırsam, n’olur beni uyar, olur mu?”
Çok sakin bir şekilde bana şöyle demişti:
“Bana ne oğlum, çalışırsan da kendine, çalışmazsan da kendine”
Bu lafından kastı, aslında vurdumduymazlık değildi. Bilakis sürekli performansımı takip ediyordu; ama uzaktan. Bu söylediği lafları da beni hem daha bir gaza hem de beni kendime getirdi. Sonuçta bana ne kadar destek olursa olsun, bu hayatın benim olduğunu, nasıl istersem o şekilde yaşayacağımı çok net bir şekilde göstermişti.
Buket Uzuner’in “Hayatta en büyük mucize, küçükken iyi bir öğretmene rastlamaktır" sözü de beni çok etkilemiştir. Ağacı yaşken diri ve dimdik tutabilecek sihirli elleri vardır öğretmenlerin. Sadece öğretmenlerin değil bu şans, isteyen herkesin olabilir. Yeter ki önümüze böyle bir fırsat çıksın.
Bu pandemi sürecinde Sabancı Üniversitesi çalışanlarından Mücahit Sonuvar adlı arkadaşımızın bir talebi vardı. Çok sevgili kitap kurdu oğlu Ural, neden kendisinin de bir kütüphane kartı olmadığını sormuş babasına. Bizim Bilgi Merkezi’nde, çalışanların çocuklarına yönelik bir hizmetimiz var. Onlara kart çıkartıyoruz ve ödünç kitap alabiliyorlar. Mücahit Bey, oğlu Ural adına bu kartı tam da 23 Nisan’da hediye olarak vermek istediğini söyledi. Kartını hazırladık ve bir de üç sayfalık bir mektup yazdım kendi el yazımla. Konusu kitap kurtları ve çok sevimli kitaplardı. Daha sonra Mücahit Bey’den bir mesaj aldım. Ural'a verdikleri 23 Nisan hediyelerinden en çok Bilgi Merkezi Üyelik Kartını beğenmiş. Yazdığım mektuba da ayrıca çok mutlu olmuş. En kısa zamanda da Bilgi Merkezi’ne gelip benimle tanışmak istediğini söylemiş.
Sevgili Ural benimle tanışmak istemiş. O şeref bana ait sevgili Ural. Bir türlü fırsat olmadı; ama bir gün mutlaka tanışacağız kendisiyle. Eminim ki Ural ile bu iletişimimiz onun kitaplara olan sevgisini daha da perçinleyecektir. Ural’ın kitap sevgisini bir nebze arttırabilirsem buna çok sevineceğim.
Eğitim Ajansını takip eden öğretmenlerin eminim ki bu tür sayısız dokunuşları vardır öğrencilerine. İşte onlar öğrenciler arasında bir kıvılcıma neden olabilir; ama dediğim gibi bu şans kimin karşısına çıkarsa çıksın en iyi şekilde değerlendirmek elimizde. Bir insana bile dokunsak kelebek etkisi yaratabiliriz.
