adscode
adscode

Jorge Jesus’tan Alınacak Dersler

Jesus ekolünden yetişen onlarca teknik direktöre ihtiyacı var Türkiye'nin. Sadece bir takımı yönetmek bencillik olur. Bunun yanısıra arkadan gelenleri de eğitmeli. Şu an teknik ekipte bu tür staj görenler var mı merak ediyorum.

cemozel2021@gmail.com




İnsan, yaşını alınca eskiden yaptığı şeyleri daha farklı açıdan irdeliyor. Mesela eskiden futbol maçı izlerken karadüzen misali sadece topun gittiği yöne bakardım. Takımım gol atınca sevinir, gol yiyince üzülür, hakeme kızınca da ağzımdan ekşi sözler çıkardı. Şimdi öyle değil. Asıl maç, sahada değilmiş. Asıl maç teknik direktörün kafasındaymış. Bir teknik direktör düşünün, sırf onu görmek ve sadece 90 dakika onu izlemek için maça gitmek istiyorum. Bazı orkestra şefleri vardır, sadece orkestrayı değil gelen izleyicileri de yönetir. Fenerbahçe teknik direktörü Jorge Jesus da böyle biri.

O bir dahi değil. Bunu kendisi de açıkladı. Sadece bu mesleğin başında, çok iyi bir teknik direktörün yanında staj yapma imkanı bulmuş ve bunu en iyi şekilde değerlendirmiş. Bence o, yaptığı işin profesörü. Bu ne demek. Bu şu demek ki, bu adam hem kendi takımının başında profesyonel işini yaparken, bir yandan da gelecek kuşaklara teknik direktörlük dersleri vermeli. Bu Jesus ekolünden yetişen onlarca teknik direktöre ihtiyacı var Türkiye'nin. Sadece bir takımı yönetmek bencillik olur. Bunun yanısıra arkadan gelenleri de eğitmeli. Şu an teknik ekipte bu tür staj görenler var mı merak ediyorum. Mesela ben, futboldan daha yeni kopmuş Emre Belözoğlu ve Volkan Demirel’in koşa koşa gidip teknik direktörlük yapmalarına bir anlam veremiyorum. Hangi tecrübeyle girişiyorsunuz bu işe, aklım almıyor. Ben onların yerinde olsam hiç para almadan bir yıl Jesus’un yanında staj yapardım. İnsan kendine yatırım yapmalı.

Peki neden bu kadar etkilendik Jorge Jesus'tan?

Oyuncuların enerjisini performansına çevirdiği için onlardan optimum fayda sağlıyor. Eğer potansiyelleri varsa parlatabildiği kadar parlatıyor oyuncularını. Parlattığı oyuncuların başka takımlara gitmesine de engel olmuyor. Böylece hem onların önünü açmış oluyor hem de ekmek yediği kulübüne inanılmaz kazançlar sağlıyor. Mayası sağlam oyuncular elinde olduğu sürece, biliyor ki onlardan da çok üst düzey performans göstermelerini sağlayacaktır.

Gerçekçi bir yanı da var. Hedefimiz Türkiye ligi şampiyonluğu diyor. Eldeki malzemeyle ancak bunu yapabilirim diyor. Hayallere kapılıp da bu kadroyla UEFA Kupasını kazanırım, demiyor, ki neden olmasın! Bu görüş aslında, aynı zamanda, kendisine çalışma alanı açıyor. Beni rahat bırakın da işimi yapayım, diyor. Bu anlamda Atatürk'e de çok benziyor. Atatürk gerçekçi olmasaydı, Misak-ı Milli sınırları, gerçeği yansıtmayan bir genişlikte olacaktı ve belki bugünkü sınırlarımızı bile mumla arayacaktık.

Her gittiği yerde ilk yıl 1 senelik kontrat imzalaması da elini güçlendiren bir olgu. Kendisine güveni tam olduğu için, başarılı olacağını zaten biliyor; ama çalıştığı yerde başarılı olsa bile huzur yoksa en fazla 1 sene katlanırım ya da önüme daha iyi bir imkan çıkarsa 1 senenin sonunda sen sağ ben selamet giderim, diyor. Nitekim Brezilya teknik direktörlüğü için ismi listenin en tepelerinde olan biri de Jesus.

En ufak bir yenilgide dahi futbolculara sırtını dönen taraftarın, yeri gelince ensesine öyle bir şaplak vuruyor ki, dön bakayım dönebilirsen bir daha sırtını oyunculara; ama doksan dakika takımını yalnız bırakmayan taraftarların tezahüratlarına karşı da, bütün takımı toplayıp, teşekkür turu attırmasını da iyi biliyor.

Böylesine bir kurt hocayı almak da maharet ister. FB yönetimi bu sayede, takımı Jesus'a devredip kendi işlerine odaklanır oldular.

Yapmış olduğu oyun düzeni de şu ana kadar hiç rastlamadığımız türden. Ben gidersem burası yıkılır diyen herkese tokat niyetine. Eskiden bir futbolcu kart cezalısı olur da önümüzdeki maçlarda oynayamaz diye ödümüz kopardı. Şimdi öyle mi? Zaten kart görmese bile haftaya oynayıp oynamayacağı bile şüpheli. Dolayısıyla bu dert de ortadan kalkmış oluyor. Yine bu minvalde devam edecek olursak, önümüzdeki hafta kimin oynayacağı belli olmadığından herkes oynayacakmış gibi hazır ve nazır.

Kaybetmediği sürece yediği golleri de pek önemsemiyor. “E o kadar zevkli bir maç seyrettiriyorum ki size, yediğimiz 2 gol de işin tuzu biberi olsun”, rahatlığında.

Jesus, o kadar başarılı bir teknik direktör ki, öngörünüz artıyor. Daha sezonun başında, bu yıl kimin liderlik yarışını zirvede bitireceğini tahmin edebiliyorsunuz.

Kendime çokça dersler çıkardım Jesus’tan. Futbol bahane, Jesus’un teknik direktörlüğünü izlemek şahane.


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)