adscode
adscode

Kısa Yoldan!

Çocuklarımıza çalışmanın kutsallığını yeniden aşılamalıyız. Birçok genç, youtuber ya da tiktoker olup kısa yoldan zengin olmanın hayalini kuruyor.

cemozel2021@gmail.com




Biz de kısa yoldan zengin olmanın hayalini kurmuyor muyduk? Kuruyorduk tabii ki; ama yılda bir defa. O da, yılbaşında aldığımız milli piyango biletleri sayesinde. Büyük ikramiye bize çıkacaktı. Tüm eş dosta gerekli yardımı yapacaktık. Sonra İzmir'de bir kitabevi kurup hayatımızı idame ettirecektik. Hepi topu buydu. O da yılda sadece bir kere. Sonrasında amorti bile çıksa sevinir, zengin olma hayallerini bir başka kışa bırakırdık. Onun dışında çalışmakla geçti ömrümüz. İyi ki de!...


Çocukluğumda bir bayram günü, yerde bir miktar para bulmuştum. Çok mutlu olmuştum. Aradan 5 gün geçmedi, 5 katı fazla para kaybettim. O gün bugündür hayatın bana verdiği dersle yaşarım. Eğer benim değilse hiçbir paraya el uzatmam. O zamandan bu zamana yolda gördüğüm hiçbir paranın kıyısından bile geçmem. Görmezden gelirim.


Şimdiki gençler üniversiteyi bitirir bitirmez hemen yönetici olmak istiyor. Biraz pişeyim, tecrübe sahibi olayım diyen pek az. Yıllar evvel, 1998 ya da 1999 olmalı, İstanbul Bilgi Üniversitesi Kütüphanesinde staj yaparken, çalışmanın keyfine vardığımda, müdürüm Serdar Katipoğlu'na gidip, çalışmak istediğimi söylemiştim. “Olur; ama para veremeyiz.” dedi. Önce bi' durakladım. “Ben haftasonu bi' düşünüp geleyim”, dedim. O gün akşam evde Fuat Abimi bekledim. İşten gelince hemen konuyu açtım. Danıştım anlayacağınız. Arif Sağ'ın söylediği bir türkü vardı. Çok hoşuma giderdi. Şöyle der:


Ne kadar bilirsen bilene danış
Danışan dağları aşar mı aşar
Danışmadan yola düşse bir kişi
Yorulup yollarda şaşar mı şaşar


Ben de abime danıştım. Aynen şöyle demişti:


"Bu yıllar, senin kendine yatırım yılların. Sen şu anda öğrencisin. Senin paraya mı ihtiyacın var?"


Abimin bu sözleri içimin yağını eritti. Pazartesi günü ilk işim müdürün odasını tıklatmak oldu. “Kabul ediyorum” dedim büyük bir mutlulukla ve yarı zamanlı işe başladım. Müdürün sınavından da geçmiştim üstelik; çünkü bir ay sonra maaşım bağlanmıştı. Bu çalışkanlığımın da mükâfatını daha mezun olmadan tam zamanlı işe başlayarak aldım. 2006’ya kadar İstanbul Bilgi Üniversitesi için ter döktüm. Müdürlük mü? O da çok kısa bir süre sonra geldi. Tam zamanlı olarak işe başladığım 2000 yılından tam 13 yıl sonra; ama artık adresim Sabancı Üniversitesi Bilgi Merkeziydi. O zamanki Direktörüm Asuman Akyüz, CV'mi güncellememi isteyince anladım bir şeyler olacağını. Çok safiyane bir şekilde “Bizim zaten yöneticilerimiz var.” demiştim. O zamanki yöneticilerim de Deniz Baltacı ve Oya Arus'tu. “E belki üçüncü bir yönetici yapacağım seni, olamaz mı?” deyince ses etmedim. Meğer Asuman Hanım Bilgi Merkezi Direktörlüğünden emekli olup Kanada'ya yerleşecekmiş. Kendinden sonraki yönetim kadrosunu şekillendirirken beni de dahil etmiş. Kullanıcı Hizmetleri Yöneticimiz Deniz Baltacı, Bilgi Merkezi Direktörü olurken ben de Kullanıcı Hizmetleri Yöneticisi oldum.


Yönetici olmadan önce kendime hedef koyardım: “10 yıl sonra yönetici olacağım”. Öyle ya hedefsiz de olmaz; ama ben her yıl o hedefi günceller, her yıl "10 yıl sonra" diye diye ötelerdim. Kısmet 2013 yılına imiş.


Bunları neden anlatıyorum? Ne iş yaparsak yapalım, ne kadar başarılı olursak olalım, hatta ne kadar zeki olursak olalım, tecrübe diye bir şey var. Uzmanlar bunu “10.000 saat kuralı”yla ete kemiğe büründürmüşler. Bir işte tecrübe kazanmak istiyorsan en az 10.000 saat çalışmalısın, diyorlar. Bu konunun da geçtiği harika bir kitap vardır. Adını burada zikredelim de merak edenler belki okur. Malcolm Gladwell imzalı “Outliers: çizginin dışındakiler: bazı insanlar neden daha başarılı olur?” Bir kitap okudum hayatım değişti, diyebileceğiniz kitaplardan biri.


Sunay Akın, Ay Hırsızı adlı kitabının bir bölümünde sözü hırsızların en büyüğü Al Capon’a verir. Biz de öyle yapalım: “Çocukluğumda Tanrı’ya her gece bana bir bisiklet vermesi için dua ederdim. Baktım böyle olmuyor, ben de tuttum bir bisiklet çaldım ve geceleri Tanrı’ya beni affetmesi için dua etmeye başladım.”


Biz Al Capone’lar gibi olmayalım sevgili gençler. Çok çalışalım, tecrübe sahibi olalım ve başımızı yastığa koyduğumuzda huzur içinde uyumanın keyfini çıkaralım.


Emoji ile tepki ver!

Bu Yazıyı Paylaş :

Etiketler :
    0 Yorum
  • Yorumu Gönder
  • Diğer Yorumlar (0)