Merkezine çocukları alan bir yönetim anlayışı

Abbas Güçlü'nün yönettiği Eğitim Ajansı’ndaki köşemde şimdiye kadar 100’den fazla yazım yayınlandı. Bu köşede bir yıldan fazladır yazıyorum. Araştırma yapmaya, yeni kitaplar okumaya, yeni insanlarla tanışmaya devam ettikçe yazmaya devam edeceğim. Bugünkü yazımda da, son zamanlarda yeni tanıştığım, kendisiyle konuştukça yeni şeyler öğrendiğim bir kişiden bahsedeceğim. Şu sıralar okuduğum bir kitaptan aktaracağım bir cümle, böyle bir yazı yazmamı da tetikledi:

İnsan beyni en çok yeni biriyle tanıştığında çok çalışırmış.

Yeni bir kişiyle tanışmak.

Bu yıl daha bir samimi olduğumuz bir yönetici, bazılarının dubleks bazılarının ise tekleks olduğu 88 hanelik bir yazlık siteyi yönetiyor. Kandıra’ya bağlı bir site. İsmini vermeme gerek yok.

Vizyon sahibi olmanın, bir sitede bile ne kadar büyük bir fark yarattığını gözler önüne seriyor. Eldeki kısıtlı bütçelere rağmen, yerinde dokunuşlarla sitedeki evlerin değerini artırıyor. Üstelik tüm bunlar gönüllülük esaslı yapılıyor.

Ege sahillerindeki tesislerde gördüklerini, yöneticilik yaptığı site için de uyarlamaya çalışıyor. Eskiye nazaran alelade bir site gibi görünen alan şimdilerde adeta bir tatil köyünü aratmayacak şekilde düzenlenmiş.

Ve en önemlisi de şu ki, sitedeki çocuklara verdiği önem. Bazı komşulara kulak misafiri olduğumda şöyle söylüyorlardı:

“Çocuklara bile fikirlerini sorup beklentilerini öğreniyorlamış.”

Onların isteklerini ciddi ciddi yerine getireceklerinden bahsediyorlardı. Eski mahalle kültürünü düşünüyorum da, yaz dönemlerinde gece yarılarına kadar sokakta oyun oynamaktan iflahımız kesilirdi. Annelerimiz, babalarımız bizi eve zorla sokarlardı. Şimdinin ebeveynleri ise çocuklarını sokağa çıkarmaya, elindeki dijital arkadaşlarından kurtarmaya çalışıyor. Bu tür sitelerde ev alan site sakinlerinin de en büyük amacı çocuklarını bu kontrolsüz dijital dünyadan 3 ay olsun, onları uzak tutmak. Bizim çocukluğumuzun saklambaçları, yakan topları, şu sıralar hırsız-polis ve aspirin adlı bol koşmalı, bol hareketli oyunlarla yer değiştirmiş; ama her iki grupta da çocuklar delicesine koşarak enerjilerini atabiliyor ve birlikte oyun oynamanın keyfini sürüyorlar.

Yazımızın kahramanı yani yönetimin başındaki Metin Bey’in kırmızı çizgisi de çocuklar. Ötesi var mı diye, düşünmeden edemiyor insan. Sitedeki bütün çocukları kendi çocukları gibi görüp kollayan bir anlayış. Diğer site sakinlerinin de böyle düşünmesi için uğraş veriyor.

Merkezine çocukları alan bir yönetim, bize çok şey anlatıyor. Anlıyoruz, öğreniyoruz ve bundan dersler çıkarıyoruz